English    Türkçe    فارسی   

4
3656-3680

  • Bu dünya uykusunda gördüğün düşlerin hepsi, mahşer gününde, birer birer peyda olacaktır. (T.M.)
  • Dünya uykusunda ne yapmış isen, o uyanıklık âleminde sana aşikâr olacaktır. (T.M.)
  • Sakın bu rüyada kötülük etmenin tabiri yoktur sanma! (T.M.)
  • Ey esir ve fakire zulmeden! Belki, senin rüyada, yani dünyada gülüşün, uyandığın mahşer gününde ağlama ve içine çekme halinde tabir edilecektir. (T.M.) 3660
  • Rüyadaki ağlayışını, dert ve gam ile inleyişini ise, uyanıklıkta meserret bil! (T.M.)
  • Ey Yusufların dersini yırtan, ey acizlere zulmetmiş olan kimse! O ağır uykudan, kurt olarak uyanırsın! (T.M.)
  • Kısastan sonra ölürsün ama ölümünden sonra da, o kan uyumaz. “Artık ben öldüm, kurtuldum” deme! (T.M.)
  • Bu dünyanın kısası, âlemin nizamı için bir çaredir. Ahiretteki kısasa nispetle, oyuncak gibidir. (T.M.) 3665
  • Dünyadaki ceza, ahiretteki cezaya nispetle oyuncak gibi kaldığı için, Cenab-ı Hakk, dünyaya “Oyun” demiştir. (T.M.)
  • Ya Musa! Bu sözün sonu gelmez. Bırak, o eşekler çayırda otlasınlar. (T.M.)
  • Hepsi de, o güzelim otlardan semirsinler. Haberin olsun ki, cehennemde, bunca azgın ve kızgın kurtlarımız lokma beklerler. (T.M.)
  • Bütün o kurtlar, feryat edip duruyor. Bu eşekler ise, onlar için makbul birer yiyecektir. (T.M.) 3670
  • Hoş nefesinin kimyası, bu eşekleri insan etmek istedi. (T.M.)
  • Sen onları, lütuf ve cömertliğinle birçok defa davet ettin. Fakat (T.M.)
  • Artık onlara nimet yorganını ört ki, çabucak gaflet uykusuna dalsınlar. (T.M.)
  • Uykudan sıçrayıp kalkınca, onlar, mumu sönmüş ve sakiyi gitmiş bulsunlar. (T.M.)
  • Onların azgınlığı, sana hayret verdi. Ama onlar ceza günü, sana tabiî olmadıklarına hasret çekeceklerdir. (T.M.) 3675
  • Bizim adaletimiz zuhura gelince, her çirkin ve kötüye layık olan cezayı verir. (T.M.)
  • Apaçık göremedikleri bir padişah, gizlice onlarla yaşıyordu. (T.M.)
  • Sendeki ruh ve akıl gibi, onlar da seninledir ama asla onları göremezsin. (T.M.)
  • O ise, senin hareketini, duruşunu görür. (T.M.)
  • Ne şaşılacak şeydir ki, bu böyleyken, sen akıl ve ruhu yaratanın seninle oluşunu caiz görmezsin! (T.M.) 3680