English    Türkçe    فارسی   

4
3736-3760

  • Dağ, dağın üstüne sayısız olarak yığılmıştır... daha da her zaman oraya kar yağıp durmada!
  • Bir kar dağının üstüne başka bir kar dağı yığılıp durmada... karın soğukluğu, ta yerin dibine kadar işlemede!
  • An be an o uçsuz bucaksız, o büyük ambardan kardan meydana gelen bir dağ üstüne kardan bir dağ daha yığılmada!
  • Padişahım, böyle bir ova olmasaydı cehennemin harareti beni mahvederdi!"
  • Gafilleri kar dağları bil! Allah, akıllıların perdeleri yanmasın diye onları böyle soğuk yaratmıştır. 3740
  • Karlar yağdıran bilgisizliğin aksi olmasaydı o Kafdağı, iştiyak ateşiyle yanar erirdi.
  • Zaten ateş de Allah kahrından bir zerredir... aşağılık kişileri korkutmak için âdeta bir kamçıdır.
  • Fakat bu kadar büyük ve üstün olan kahrı ile beraber yine de bak... lûtfunun soğukluğu ondan ileri!
  • Keyfiyetsiz ve mânevi bir ileri oluştur bu... geri kalanı da, ileri gideni de ikiliksiz olarak gör.
  • Göremezsen bu aşağılık anlayışındandır... zaten halkın akılları, o madenden bir arpadır ancak! 3745
  • O takdirde din alametlerini ayıplama, ayıbı kendinde bul! Topraktan yaratılan kuş, nasıl olur da gök yüzünü aşar geçer?
  • Kuşun dönüp dolaşacağı en yüce yer havadır... çünkü onun meydana gelişi, şehvetten, heva ve hevestendir.
  • Şu halde sen evet, hayır demeksizin hayran ol da Allah rahmetinden önüne bir binek gelsin!
  • Bu şaşılacak şeyleri anlamada acizsen evet demen tekellüme sapmandır.
  • 3750.Evet demez de hayır dersen o sözde boynunu vurur... o hayır sözü yüzünden Allahnın kahrı, senin pencereni kapatır. 3750
  • Şu halde hemen öylece hayran ol yalnız! Hayran ol ki önden arttan Allah yardımı gelsin.
  • Hayran olur şaşırır kalır, varlığından geçersen hal dili ile "Yarabbi bizi doğru yola götür" dersin!
  • Bu iş pek büyüktür, pek büyük... fakat titremeye başladın mı o büyük şey, sana yumuşar, dümdüz olur.
  • Çünkü bu büyüklük, münkire göredir... âciz oldun mu lûtuftur, ihsandır o.
  • Cebrail aleyhisselâm'ın kendisini Mustafa sallallahû aleyhi vesellem'e kendi suretiyle göstermesi ve yediyüz kanadından bir tanesi görününce ufku kaplaması ve bütün parlaklığıyle beraber güneşin görünmez bir hale gelmesi.
  • Mustafa Cebrail'e "Ey dost, suretin nasıl... 3755
  • Apâşikar olarak bana öyle görün de seni göreyim, sana bakayım " dedi.
  • Cebrail dedi ki: "Takatın yoktur göremezsin... duygu zayıftır, pek yufkadır!"
  • Peygamber "Görün bakayım da bu beden, duygunun ne derece zayıf ve kuvvetsiz olduğunu anlasın" dedi.
  • İnsanın bedenine Ait duygusu noksandır. Fakat içinde pek ulu, güzel bir huy vardır.
  • İnsanın bedeni ile ruhu taşla demire benzer. Fakat bu taşla demir, sıfat ve eser bakımından bir çakmaktır. 3760