Şimdi siz, malın, mülkün esirisiniz... Mala mülke sahip olan kişi, helâk olmaktan kurtulan, mala, mülke esir olmayan kişidir.650
کین زمان هستید خود مملوک ملک ** مالک ملک آنک بجهید او ز هلک
Hâlbuki ey âleme esir olan, aksine adını bu cihanın emiri taktın!
بازگونه ای اسیر این جهان ** نام خود کردی امیر این جهان
Hakikatte sen, bu âlemin esirisin, canın, bu cihan hapsine düşmüştür... Öyle olduğu halde niceye, bir kendine cihan sahibi deyip duracaksın?
ای تو بندهی این جهان محبوس جان ** چند گویی خویش را خواجهی جهان
Süleyman aleyhisselâm’ın elçilerin gönlünü alması, onlara iltifatta bulunması, gönüllerindeki ürkekliği gidermesi ve hediyeleri kabul etmediğinden özür dileyip, kabul etmemesinin sebeplerini anlatması
دلداری کردن و نواختن سلیمان علیهالسلام مر آن رسولان را و دفع وحشت و آزار از دل ایشان و عذر قبول ناکردن هدیه شرح کردن با ایشان
Ey, elçiler, tez sizi elçi olarak gönderiyorum... bu hediyeleri reddetmem, sizin için kabul etmemden yeğdir.
ای رسولان میفرستمتان رسول ** رد من بهتر شما را از قبول
Belkıs’ın yanına gidince gördüğünüz şaşılacak şeyleri, altın ovasını hep söyleyin.
پیش بلقیس آنچ دیدیت از عجب ** باز گویید از بیابان ذهب
Söyleyin de benim altına tamah etmediğimi, altını yaratandan altın elde ettiğimi anlasın.655
تا بداند که به زر طامع نهایم ** ما زر از زرآفرین آوردهایم
O Allah, öyle bir Allah’tır ki dilerse bütün yeryüzünü baştanbaşa altın ve değeri biçilmez inci haline getirir.
آنک گر خواهد همه خاک زمین ** سر به سر زر گردد و در ثمین
Ey altını seçen, onu seven, onun için Allah mahşer gününde bu yeryüzünü gümüşten halk edecektir.
حق برای آن کند ای زرگزین ** روز محشر این زمین را نقره گین
Biz altına aldırış bile etmeyiz... Sanatlarımız çok bizim; bütün yeryüzündekileri altın haline getiririz biz!
فارغیم از زر که ما بس پر فنیم ** خاکیان را سر به سر زرین کنیم
Sizden altın mı isteriz biz? Biz sizi kimyager yaparız.
از شما کی کدیهی زر میکنیم ** ما شما را کیمیاگر میکنیم
Sebe mülkü bile olsa vazgeçin o dünya mülkünden... Suyun toprağın dışında nice mülkler var!660
ترک آن گیرید گر ملک سباست ** که برون آب و گل بس ملکهاست
Senin taht dediğin şey, tahtadan yapılma tuzaktır... Konduğun yeri başköşe sanmışsın ama kapıda kala kalmışsın!
تختهبندست آن که تختش خواندهای ** صدر پنداری و بر در ماندهای
Sen daha kendi sakalına hüküm yürütemiyor, ona bile padişahlık edemiyorsun; artık nasıl olurda iyiye, kötüye padişahlık yapmaya, hüküm yürütmeye kalkışırsın?
پادشاهی نیستت بر ریش خود ** پادشاهی چون کنی بر نیک و بد
İstemediğin halde sakalın ağarıyor... gayri ey eğri ümitli, sakalından utan!
بیمراد تو شود ریشت سپید ** شرم دار از ریش خود ای کژ امید
Asıl o Allah mülk ve saltanat sahibindir, kendisine baş eğene bu topraktan yaratılan dünya şöyle dursun, yüzlerce mülk, yüzlerce saltanat ihsan eder.
مالک الملک است هر کش سر نهد ** بیجهان خاک صد ملکش دهد
Fakat Allah tapısında bir secde, sana iki yüz devlet ve saltanattan daha hoş gelir.665
لیک ذوق سجدهای پیش خدا ** خوشتر آید از دو صد دولت ترا
Ben ne mal isterim, ne mülk... Ne devlet isterim, ne saltanat... Bana o secde devletini ihsan et, yeter diye ağlayıp sızlanmaya başlarsın!
پس بنالی که نخواهم ملکها ** ملک آن سجده مسلم کن مرا
Cihan padişahları, kötülüklerinden dolayı kulluk şarabından bir koku bile almamışlar.
پادشاهان جهان از بدرگی ** بو نبردند از شراب بندگی
Yoksa onlar da Edhem gibi, hemencecik coşarlar, sarhoş olurlar, dünya saltanatını vurup kırarlardı!
ورنه ادهموار سرگردان و دنگ ** ملک را برهم زدندی بیدرنگ
Fakat Allah, bu âlem dursun, mamur olsun diye gözlerini ağızlarını kapamıştır.
لیک حق بهر ثبات این جهان ** مهرشان بنهاد بر چشم و دهان
Bu suretle de onlara taht ve taç tatlı gelir, âlemdeki halktan haraç alalım derler...670
تا شود شیرین بریشان تخت و تاج ** که ستانیم از جهانداران خراج
Fakat haraç ala ala kum gibi altın yığsın yine ölür, geberirsin, onlar senden arta kalır!
از خراج ار جمع آری زر چو ریگ ** آخر آن از تو بماند مردریگ
Mal, mülk, devlet ve altın, canına yoldaş olmaz... Sen altın ver de görüşünün kuvvetlenmesi için sürme al!
همره جانت نگردد ملک و زر ** زر بده سرمه ستان بهر نظر
Bu sürmeyi çek de şu âlemin daracık bir kuyu olduğunu gör; Yusufcasına ipe el at!
تا ببینی کین جهان چاهیست تنگ ** یوسفانه آن رسن آری به چنگ
Kuyudan çıkıp dama yücelince görenler, müjde, işte bize bir köle desinler!
تا بگوید چون ز چاه آیی به بام ** جان که یا بشرای هذا لی غلام