English    Türkçe    فارسی   

4
697-721

  • O sırrına şaşılacak er, benim bu düşünceme karşı ağzının içinden söylenip durmaktaydı.
  • Padişahlar hakkında böyle düşünüyorsun ha... Onlar, sana rızık vermeseler nasıl rızıklanacaksın ki demekteydi.
  • Ben sözünü anlayamıyordum ama azarlanması gönlüme iyice aksediyordu.
  • Derken aslan gibi heybetle önüme geldi, sırtındaki odun demetini yere bıraktı. 700
  • Odunları yere korken halindeki heybetten yedi azami bir titremedir aldı!
  • Dedi ki: Yarabbi, senin duaları kutlu izleri yomlu has kulların varsa,
  • Onların hürmetine lütfunun bir sanat göstermesini diliyorum... şimdicek bu odun yığını altın olsun!
  • Bunu der demez bir de gördüm ki odunlar altın olmuş, yeryüzünde ateş gibi parlayıp duruyorlar!
  • Ben bunu görünce kendimden geçtim... bir hayli zaman baygın kaldım. O şaşkınlığım geçip kendime gelince, 705
  • Dedi ki: Allah’ın o ulular, gayret sahibi ve şöhretten kaçar kişilerse,
  • Onların hürmetine yine bu altını hemen odun yap, eski haline getiriver!
  • Bu söz üzerine derhal o altın dallar, yine odun oldu... o erin işini görünce akıl da sarhoş oldu, kendisinden geçti. Bakış da!
  • Ondan sonra odunlarını yükleyip yürüdü... Hızlı hızlı önümden şehre gitti!
  • O padişahtan, ardından gidip müşküllerini sormak, sözünü duymak istedim ama, 710
  • Heybeti mâni oldu gidemedim... Bayağı kişilerin has erlere varmasına yol yok!
  • Eğer biri can- beş vererek yol bulursa bu da onların rahmeti ve cezbesiyle olur.
  • Şu halde o tevfike erişmeyi ganimet bil... Eğer bir doğru erin sohbetini bulduysan bunu fırsat say!
  • Padişaha yakın olduğu, padişahın yakınlığına erdiği halde bu kutluluğu değersiz görüp yolundan olan ahmağa benzeme!
  • Ahmak kurbanlık koyundan bol ve iyi bir parça verdiler mi “Bu, galiba öküz budu” der. 715
  • A iftiracı, bu öküz budu değil... Fakat eşekliğinden sana öküz budu görünmede.
  • Bu rüşvetsiz verilen padişah ihsanı... Bu rahmet yüzünden verilen hususi bir ihsan!
  • Süleyman aleyhisselâm’ın Belkis’in imana gelmesi için elçilerin tez gitmesini emretmesi ve onları teşviki
  • Süleyman Peygamber de savaşacağı yerde Belkıs’ın adamlarını ve askerini kendisine çekti.
  • Ey azizler dedi, çabucak gelin... Çünkü cömertlik denizi dalgalanmaya başladı.
  • 720.Köpüren dalgaları, her an kıyıya zararsız, ziyansız, yüzlerce inci atar! 720
  • Ey doğru yolu bulanlar, salâ dedim size... Rıdvan, şimdicek cennet kapısını açtı.