English    Türkçe    فارسی   

4
784-808

  • Yerli gördün ya, Âd kavmine ne yaptı! Suyu gördün ya, tufanda neler etti!
  • O kin denizi Firavuna ne işler açtı... Bu yeryüzü Karun’a ne işler gösterdi! 785
  • Ebabil kuşları, file neler etti... Sivrisinek, Nemrud’un başını nasıl yedi!
  • Davud, eliyle koca taşı kaldırıp atınca taş tam altı yüz parçaya bölündü, ordu da bozguna uğradı!
  • Lût’un düşmanlarına taş yağdı da nihayet kara su içinde dalga yutup boğuldular!
  • Âlemdeki cansız şeylerin akıllıca peygamberlere ettikleri yardımları söylemeye kalkışsam,
  • Mesnevi o kadar büyük ki kırk deve bile âciz olur, çekemez! 790
  • El, kâfirin aleyhine şahadette bulunur; Allah askeri olur, Allah’ın buyruğuna baş kor!
  • Ey işte, güçte Allah’ın zıddına ders gösteren, kork... Sen de Allah askerleri arasındasın.
  • Cüz’ünün cüz’ü bile ona uymuştur, onun askeridir. Şimdi nifak yüzünden sana muti görünür!
  • Allah, gözüne, “Onu sık” dese göz ağrısı senin yüzlerce defa kökünü kazır!
  • Dişine “Ona bir ceza ver” dese bir de bakarsın ki dişin, kulağını çekip burmaya başlar! 795
  • Tıp kitabını aç da hastalıklar bahsini oku... Ten askerinin neler yaptığını gör!
  • Mademki her şeyin canının canı odur, canın canıyla düşmanlığa girişmek kolay mıdır?
  • Belkıs, cin ve şeytan askerlerini bir tarafa bırak, çünkü onlar, benim emrime canla başla uyarlar, benim hükmümle saflar yararlar!
  • Belkıs, önce saltanatı bırak... Çünkü beni buldun mu bütün devlet ve mal, mülk senin olur!
  • Yanıma gelince zaten anlayacaksın ki bensiz bir hamam nakşından, hamamdaki bir resimden ibaretmişsin! 800
  • Resim, ister padişah resmi olsun, ister zengin resmi... Değil mi ki resimdir, candan nasibi yoktur!
  • O, başkaları için bezenmiştir... Beyhude yere ağzını, gözünü açmıştır.
  • Sen, kendi kendine savaşa girişmişsin... Başkalarını kendin olarak tanımamış, anlamamışsın!
  • Sen hangi surette rastlasan, bu, benim diye durup kalıyorsun ama vallahi o, sen değilsin!
  • Bir zamancağız halktan uzaklaşsan, yapayalnız kalsan ta boğazına kadar gama, endişeye batarsın. 805
  • Hâlbuki bu, nasıl sen olabilir? Sen o tek kişisin; Sen kendinin güzelisin, kendinin dilberisin, kendinin sarhoşusun!
  • Kendinin kuşu, kendinin avı, kendinin tuzağısın... Kendinin başköşesi, kendinin döşemesi, kendinin damısın!
  • Cevher ona derler ki varlığı, kendi kendine olsun... Onunla var olan, onun feri bulunan şey, arazdır.