English    Türkçe    فارسی   

4
813-837

  • Hatta şehvetin olsa bile şehvette emîrim... Bir güzelin yüzünü görüp şehvet esiri olmam ben!
  • Aslımızın aslı, Halil ve bütün peygamberler gibi putları kıran kişilerdir.
  • Ey esir, biz put haneye girsek bile puta secde etmeyiz, put bize secde eder. 815
  • Ahmed de put haneye gitti, Ebu Cehil de... Fakat bunun gitmesiyle onun gitmesi arasında pek büyük bir fark var!
  • Bu put haneye girdi mi putlar baş kor, secdeye kapanır... O girdi mi ümmetler gibi putlara secde eder!
  • Şehvete mensup olan bu âlem de put hanedir... Hem peygamberlere yuvadır, hem kâfirlere!
  • Fakat şehvet, pak kişilere kuldur... Halis altını ateş yakmaz!
  • Kâfirler kalptır, temiz kişilerse altına benzerler. Her iki kısım da bu potanın içindedir. 820
  • Potaya kalp olan girdi mi hemen kararır... Altın girdi mi altınlığı belli olur.
  • Altın, elini kolunu açar da potaya atılır, ateş içinde hoş bir surette gülümser durur!
  • Âlemde cismimiz, bizim yüzümüzü örtmektedir... Biz, samanla örtülü deniz gibiyiz!
  • Din padişahına toprak diye bakma a bilgisiz! Melûn Şeytan da Âdem’e bu bakışla bakmıştı.
  • Sen söyle bana bakayım... Hiç bu güneş, balçıkla sıvanabilir mi? 825
  • Nura yüzlerce toz toprak döksen yine görünür, yine baş gösterir, parlar!
  • Saman da nedir ki suyun yüzünü örtsün! Toprak da kim oluyor ki güneşi kapatabilsin!
  • Kalk ey Belkıs, Ethem gibi padişâhcasına şu iki üç günlük saltanat dumanını dağıt!
  • Allah sırrını kutlasın, İbrahim Edhem’in arta kalan hikâyesi
  • O iyi adlı, iyi sanlı padişah, bir gece tahtında otururken damda bir tıkırtı, bir hay huy duydu.
  • Sarayın damında sert sert adımlar atılıyordu... Kendi kendine kimin ne haddine dedi. 830
  • Sarayın penceresinden “Kim o... bu, insan olamaz, peri olmalı herhalde” diye seslendi.
  • Hiç görülmemiş bir bölük halk, damdan başlarını indirdiler... Dediler ki: Kaybımız var, gece vakti onu arayıp duruyoruz.
  • İbrahim Edhem “Ne arıyorsunuz?” dedi. Dediler ki: Develerimizi! İbrahim Edhem “Damda deve arandığını kim görmüş?” deyince,
  • Dediler ki: “Peki... Öyleyse sen taht üstünde oturur, padişahlık ederken Allah’ı bulmayı nasıl arıyor, nasıl umuyorsun?”
  • İşte bu oldu, bundan sonra bir daha İbrahim Edhem’i kimse görmedi... Peri gibi insanların gözünden kayboldu! 835
  • Kendisi, halkın gözü önündeydi ama manası gizliydi... Halk, sakaldan, hırkadan başka neyi görür ki?
  • Kendi gözünden de kayboldu, halkın gözünden de... İşte ondan sonra zümrüdü anka gibi âlemde meşhur oldu.