English    Türkçe    فارسی   

4
988-1012

  • Kendimde bir ehliyet görmüyorum ki bu kutlu kapıda makbule geçeyim.
  • Ne başımda bir değer var, ne secdemde... Ne de ağlamamla bir devlet gülümser benim.
  • Ancak o eşi bulunmaz tek incinin yüzünde senin lütuf eserlerini görmüşüm ey kerem sahibi Allah’ım. 990
  • O bizden ama bize benzemiyor... Biz hep bakırız, Ahmet kimya!
  • Onda gördüğüm şaşılacak şeyleri ne bir dostta gördüm ben, ne bir düşmanda!
  • Bu çocuğa ihsan ettiğin faziletleri, birisi yüzyıl mücadelede bulunsa elde edemez”, nişanesini bile bulamaz.
  • Senin ona olan inayetlerini iyice gördüm... Anladım ki o senin denizinin biricik incisi!
  • Ben de işte sana onu şefaatçi getirmedeyim... Onun yüzü suyu hürmetine ey herkesin halini bilen Allah, o ne haldedir; bana bildir! 995
  • Kâbe içinden derhal bir ses geldi: “şimdi sana yüz gösterecek!
  • O yüzlerce devletle bizden nasip almıştır... Yüzlerce bölük melek, onu korumadadır.
  • Onun zahirini, âleme meşhur edeceğiz... bâtınını da herkes den gizleyeceğiz!
  • Su ve toprak altın madeniydi; bizse kuyumcuyuz... Gâh onu halhal yaparız, gâh yüzük!
  • Gâh kılıç bağı yaparız... Gâh aslanın boynuna tasma! 1000
  • Gâh onu tahtı bezeyen turunç yaparız, gâh devlet isteyen padişahların başına taç ederiz!
  • Bu toprakla aşklarımız vardır bizim... Çünkü o rıza ka’desine oturmuştur.
  • Gâh ondan böyle bir padişah çıkarırız... Gâh o padişahı da bir padişaha âşık ederiz!
  • O topraktan yüz binlerce âşık, yüz binlerce maşuk yaratırız... Hepsi de feryad-ü figandadır, arayıp taramadadır!
  • Bizim işimize candan meyli olmayanın körlüğüne işimiz budur işte! 1005
  • Nevaleyi azıksızlar önüne koruz... İşte o yüzden toprağa bu faziletleri veririz biz.
  • Çünkü toprak, tozlu ve kapkara görünür ama içinde nurlu sıfatlar vardır.
  • Dış yüzü iç yüzüyle savaştadır... İç yüzü inci gibidir, dışı taşa benzer.
  • Dışı, biz, ancak buyuz der... İçi, dikkat et, işin önüne, ardına iyi bak der!
  • Dışı içimizde hiçbir şey yoktur diye inkârda da bulunur... İçi hele dur da sana hakikatimizi gösterelim der. 1010
  • Dışıyla içi savaştadır... Ve içi, dışına sabrettiğinden Allah yardımına nail olur.
  • İşte biz bu ekşi suratlı topraktan suretler düzer onun gizli gülümsemesini meydana çıkarırız.