English    Türkçe    فارسی   

5
1094-1118

  • Yük dengini İsa’nın başına koymuş da; tekme atan, yuvarlanıp kalgıyan eşeği çayıra salıveriyor.
  • Sürmeyi kulağa çekmezler. Gönül işini bedenden istemek şart değildir. 1095
  • Gönülsen yürü, nazlan, horluk çekme. Bedensen şeker yeme, zehir tat!
  • Zehir bedene faydalıdır, şeker zararlı. Bedenin yardım görmemesi daha iyidir.
  • Cehennem odunu bedendir, onu azalt, bir odun daha biterse hemen kes!
  • Yoksa iki alemde de Ebuleheb’in karısı gibi odun hamalı olursun, odun hamalı.
  • Sidre dalını odundan farket, ikisi de yeşil görünür yiğidim ama bir değildir. 1100
  • O dalın aslı yedinci kat göktü. Bu dalın aslı ise ateştir, dumandır.
  • Duyguya göre ikisi de birbirine benzer. Çünkü göz ve duygunun mezhebi, yanlış görmedir.
  • Bu, can gözüne görünür, gönle varmak için yorul çabala.
  • Ayağın yoksa yuvarlan da nihayet her azı, her çoğu gör.
  • Şu beytin manası: Yolcuysan, yoldaysan, sana yol açarlar. Yok olursan sana varlıkla yönelirler.
  • Zeliha, her taraftan kapıları kapadı ama Yusuf’ta hiçbir hareket görünmedi. 1105
  • Kilit ve kapı tekrar açıldı, yol göründü. Çünkü Yusuf, Tanrısına dayanmıştı, her yana dönüp dolaşmaktaydı.
  • Alemde bir yarık görünmemede ama Yusuf gibi hayran bir halde her yana koşup gelmek gerek.
  • Ki kilit açılsın, kapı görünsün, mekansızlık size yer olsun.
  • Ey sınanan kişi, aleme geldin ama geldiğin yolu hiç görmüyor musun?
  • Sen bir yerden, bir yurttan geldin. Geldiğin yolu bilmiyor musun, hayır, değil mi? 1110
  • Mademki bilmiyorsun, yol yok deme. Bu yolsuz yoldan bize gitmek görünür.
  • Rüyada neşeli bir halde sağa, sola gitmektesin. O meydanın yolu nerede biliyor musun?
  • Sen gözünü kapa, kendini teslim et de kendini o eski şehirde göresin.
  • Fakat gözünü nasıl kapatabilirsin ki yüzlerce mahmur göz, senin gözünü kapatmadan seni senden almada.
  • Sen bir müşterinin aşkı ile gözünü dört açmışsın, ulu olma, baş olma ümidine kapılmışsın. 1115
  • Uyusan bile rüyada o müşteriyi görmedesin. Kötü baykuş, rüyada yıkık yerden başka bir şey görebilir mi?
  • Kıvrıla büküle her an müşteriyi aramadasın. Fakat neyin var ki satacaksın? Hiçbir şeyin yok, hiçbir şeyin.
  • Gönlünde bir ekmek, bir kuşluk kahvaltısı olsaydı alıcılara aldırmazdın bile.
  • Peygamberlik davasına kalkışan kişiye “Ne yedin de böyle ahmaklaştın, saçma sapan söyleniyorsun?” denilince “Bir şey bulup yeseydim ne ahmaklaşırdım ne saçma sapan söylenirdim” demesi. Her iyi söze, ehlinden başkasına söylenirse saçma denir, hatta söyliyenler, o sözü söylemeye memur olsalar bile