English    Türkçe    فارسی   

5
1580-1604

  • Sen meleklere öyle bir kuvvet vermişsin ki bu gökleri bile yırtarlar. 1580
  • Tanrının; insanların babası ve Tanrı halifesi olan ,melekler tarafından secde edilen ve onlara hocalık eden Adem aleyhisselam'ın mübarek bedenini yoğurmak üzere bir avuç toprak alması için Mikail aleyhisselam'ı yeryüzüne göndermesi.
  • Tanrı, Mikail’e “Sen yeryüzüne in de ondan aslan gibi bir avuç toprak kapıver” dedi.
  • Mikail yeryüzüne gelip ondan bir avuç toprak kapacağı zaman,
  • Yeryüzü titredi, ağlamaya, yalvarmaya, gözyaşları dökmeye başladı.
  • Gönlü yanarak yalvardı, kanlı gözyaşı dökerek ant verdi, dedi ki:
  • Lütuf sahibi eşsiz Tanrı hakkı için ki seni, Arsı taşıyan ulu melekler arasına kattı. 1585
  • Aleme Rızk veren kilelerin memurusun, lütuf ve ihsan susuzlarına avuç,avuç su verirsin.
  • Çünkü Mikail sözü kileden üremedir. Mikail fizik veren kilecidir.
  • Bana aman ver, azat et beni. Bak kanlı gözyaşlarına bulandım da seninle öyle konuşuyorum.
  • Melek, Tanrı merhametinin madenidir. Dedi ki: Şimdi ben şu yaranın üstüne nasıl tuz ekeyim?
  • Nitekim Şeytan da kahır madenidir. Adem oğullarından bu yüzden feryat eder. 1590
  • Yiğidim, merhamet, gazaptan fazladır, gazaba üstündür. Tanrı sıfatlarından lütuf, kahrın üstündedir.
  • Kullar da onun huyundadır, tulumlar onun suyu ile doludur.
  • O Tanrı Resulü, o sülük kılavuzu “İnsanlar padişahların dinindedir” demiştir.
  • Mikail, din rabbinin tapısına, eli yeni boş olarak gitti.
  • Dedi ki: Ey sırları bilen tek padişah, toprak ağlayıp inledi, yolumu bağladı benim. 1595
  • Senin yanında gözyaşının bir değeri vardır. İşitmezlikten gelemedim.
  • Ahın feryadın sence yüce bir değeri var. O hukuku terk etmek elimden gelmedi.
  • Sence yaşlı gözün pek değeri var. Artık ben, nasıl inat edebilirdim?
  • Kul, günde beş kere namaza gel, feryad et diye davet edilir.
  • Müezzinin “Haydi felaha” demesi yok mu? O felah, bu ağlayış bu sızlanıştır. 1600
  • Sen kimi dertle hasta etmek istersen onun gönlüne ağlayış yolunu kapatırsın.
  • Bu suretle de defeden olmaz, bela gelip çatar. Çünkü sızlanma şefaatçısı bulunmaz.
  • Birisini beladan kurtarmak istersen gönlüne sızlanmayı getirirsin.
  • Kuran’da şiddetli azaba uğrayan ümmetler hakkında dedin ki: