- Bulutunun tufanını içemezsen su içmeyi nasıl terk edersin?
- گر نتانی خورد طوفان سحاب ** کی توان کردن بترک خورد آب
- Sırrı atıp ortaya koyamazsan kabuklarını anlat, onunla anlayışları tazele!
- راز را گر مینیاری در میان ** درکها را تازه کن از قشر آن
- Sözler sana göre kabuklardan ibarettir ama başka anlayışlara göre tamamıyla içtir. 20
- نطقها نسبت به تو قشرست لیک ** پیش دیگر فهمها مغزست نیک
- Gök arşa göre aşağıdadır ama bu bir yığın toprağa göre pek yücedir.
- آسمان نسبت به عرش آمد فرود ** ورنه بس عالیست سوی خاکتود
- Seni kaybettiklerinden, fırsatı kaçırdıklarından dolayı hasrete düşmeden ben onlara seni öveyim de yol bulsunlar.
- من بگویم وصف تو تا ره برند ** پیش از آن کز فوت آن حسرت خورند
- Sen Allah nurusun. Canı, Allah’ya kuvvetle çeker durursun. Halksa vehim ve şüphe karanlıklarındadır.
- نور حقی و به حق جذاب جان ** خلق در ظلمات وهماند و گمان
- Bu güzelim nurun, şu gözsüzlere sürme çekmesi için şart, o nuru ululamaktır.
- شرط تعظیمست تا این نور خوش ** گردد این بیدیدگان را سرمهکش
- Delik kulaklı istidat sahibi, nuru bulur. Çünkü o fare gibi karanlığa aşık değildir. 25
- نور یابد مستعد تیزگوش ** کو نباشد عاشق ظلمت چو موش
- Geceleri dönüp dolaşan çipiller, nasıl olur da iman meşalesini tavaf edebilirler?
- سستچشمانی که شب جولان کنند ** کی طواف مشعلهی ایمان کنند
- Müşkül ve ince nükteler din nuruna ulaşmamış, karanlıkta kalmış kişilere, tabii bir bağdır.
- نکتههای مشکل باریک شد ** بند طبعی که ز دین تاریک شد
- Böyle adam kendi hünerini örmek, bezemek için güneşe göz açamaz.
- تا بر آراید هنر را تار و پود ** چشم در خورشید نتواند گشود
- Hurma gibi göklere dal budak salamaz da köstebek gibi yeri delik deşik eder.
- همچو نخلی برنیارد شاخها ** کرده موشانه زمین سوراخها
- İnsan için, iç sıkıcı dört şey vardır; bu dört şey aklın çarmıhı kesilmiştir. 30
- چار وصفست این بشر را دلفشار ** چارمیخ عقل گشته این چهار
- “Dört kuş al, onları yanına topla” ayetinin tefsiri”
- تفسیر خذ اربعة من الطیر فصرهن الیک
- Ey idraki güneşe benzeyen, sen vaktin Halil’isin. Bu yol kesen dört kuşu öldür!
- تو خلیل وقتی ای خورشیدهش ** این چهار اطیار رهزن را بکش
- Çünkü bunların her biri de karga gibi akıllıların akıl gözlerini oyar, çıkarır.
- زانک هر مرغی ازینها زاغوش ** هست عقل عاقلان را دیدهکش
- Tene ait dört huy, Halil’in kuşlarına benzer. Onları kesmek cana yol açar.
- چار وصف تن چو مرغان خلیل ** بسمل ایشان دهد جان را سبیل
- Ey Halil, iyiden kötüden kurtulmak için kes onların başlarını da ayaklar setten kurtulsun.
- ای خلیل اندر خلاص نیک و بد ** سر ببرشان تا رهد پاها ز سد
- Kül, sensin, hepsi de senin cüzülerindir. Çöz ayaklarını, onların ayakları senin ayakların demektir. 35
- کل توی و جملگان اجزای تو ** بر گشا که هست پاشان پای تو
- Alem, senin yüzünden ruhların uçtuğu, toplandığı bir yer haline gelir; bir atlı, yüzlerce orduya dayanç olur.
- از تو عالم روح زاری میشود ** پشت صد لشکر سواری میشود
- Çünkü bu ten dört huyun durağıdır, o huyların adları, dört fitneci kuştur.
- زانک این تن شد مقام چار خو ** نامشان شد چار مرغ فتنهجو
- Halkın ebedi olarak diriliğini istersen bu dört şom ve kötü kuşun başlarını kes.
- خلق را گر زندگی خواهی ابد ** سر ببر زین چار مرغ شوم بد
- Sonra da onları bir başka çeşit dirilt de artık onlardan bir zarar gelmesin.
- بازشان زنده کن از نوعی دگر ** که نباشد بعد از آن زیشان ضرر
- Dört yol kesen manevi kuş, halkın gönlünü yurt edinmiştir. 40
- چار مرغ معنوی راهزن ** کردهاند اندر دل خلقان وطن
- Bütün gönüllere emir olursan, ey kişi, bu zamanda Allah halifesi sensin.
- چون امیر جمله دلهای سوی ** اندرین دور ای خلیفهی حق توی
- Bu dört diri kuşun kes başlarını da ebedi olmayan halkı ebedileştir!
- سر ببر این چار مرغ زنده را ** سر مدی کن خلق ناپاینده را