English    Türkçe    فارسی   

5
2050-2074

  • O emin adamlar, hazine, altın ve altın dolu küpler bulmak üzere oda kapısına geldiler. 2050
  • Yüzlerce hünerle ve istekten çırpınarak kilidi açtılar.
  • Çünkü kilit pek sağlamdı, adamakıllı kilitlenmişti. Aynı zamanda başka kilitlere de benzemiyordu.
  • Eyaz bu odayı hasisliğinden, yahut malını, ham altınını gizlemek için değil, bu sırrı halktan gizlemek için kilitlemişti.
  • Bazıları kötü hayallere kapılır, bir kısım halkta bana riyakar der demişti.
  • Himmetli adamların öyle can sırları vardır ki lal madeni gibi onları aşağılık adamlardan gizlerler. 2055
  • Fakat ahmaklarca altın, candan yeğdir. Padişahların yanındaysa can altını saçılır.
  • Onlar da altın hırsı ile hararetlenmişler, koşuyorlardı. Akılları böyle hızlı gitmeyin, daha yavaş olun diyordu ama dinleyen kim?
  • Hırs üstün gelmişti, altın da can gibi sevgiliydi. Artık o anda aklın sesi duyulmaz olmuştu.
  • Hırsları şamataları bir iken yüz olmuştu. Aklın tedbir ve irşadı artık gizlenmişti. 2060
  • Nihayet aldanma kuyusuna düşecekler, o vakit hikmetin kınamasını duyacaklardı.
  • Tuzağın ipine dolaşıp gururu kırılınca nefsi levvamenin kınanmasını işiteceklerdi.
  • Bu çeşit adam, başını bela duvarına çarpmadıkça kulağı sağırdır, gönlün öğüdünü duymaz.
  • Helva ve şeker hırsı çocukların iki kulağını sağır eder, öğütleri duymaz.
  • Fakat çıban çıkarmaya başladı mı kulakları açılır, öğütleri dinler. 2065
  • O birkaç kişi yüzlerce hırsla, yüzlerce hevesle odanın kapısını açtılar.
  • Kokmuş ayrana üşüsen, ayranın içine düşen sinekler gibi birbirlerini çiğneyerek odaya girdiler.
  • Sinekler de ayrana debdebeyle ve koşa,koşa atılırlar ama içine düştüler mi içmelerine imkan bulunmaz, iki kanatları da ıslanır kala kalırlar.
  • Onlar da içeri girip sağa, sola bakındılar. Fakat odada bir yırtık çarıkla bir eski kürkten başka bir şey yoktu.
  • Tekrar burası boş olamaz. Bu çarık, işi gizlemek için konmuş. 2070
  • Keskin kazmalar getirelim de yeri kazalım dediler.
  • Her tarafı kazdılar estiler. Delikler açtılar, derin,derin çukurlar kazdılar.
  • Çukurları kazarlarken o çukurlar, onlara, a kazıcılar, bizde bir şey yok diyordu.
  • Nihayet bir şey bulamayınca bu zandan utandılar, çukurları doldurmaya koyuldular.