Tanrı, doğruları doğru yola kadar çeker. Batıl olanlarda batılları çekerler.
میکشد حق راستان را تا رشد ** قسم باطل باطلان را میکشد
Mide helvayı severse helvayı çeker, safraya mensupsa sirkeyi ister. 2130
معده حلوایی بود حلوا کشد ** معده صفرایی بود سرکا کشد
Sıcak döşeme, üstüne oturanın soğukluğunu alır, soğuk döşeme hararetini alır.
فرش سوزان سردی از جالس برد ** فرش افسرده حرارت را خورد
Dost görürsen sevgin kaynar, düşman görürsen kızar, öfkelenirsin.
دوست بینی از تو رحمت میجهد ** خصم بینی از تو سطوت میجهد
Ey Eyaz, bu işi çabuk bitir. Çünkü bu, bir çeşit öç almadır ki beklenmekte.
ای ایاز این کار را زوتر گزار ** زانک نوعی انتقامست انتظار
Padişahın, Eyaz’a, çabuk bu hükmü bitir, bekleme. “Günler aramızdadır, bazen bize yardım eder, bazen size”deme. Çünkü bekleyiş, ölümden beterdin diye acele etmesini emir buyurması ve Eyaz’ın cevabı
تعجیل فرمودن پادشاه ایاز را کی زود این حکم را به فیصل رسان و منتظر مدار و ایام بیننا مگو کی الانتظار موت الاحمر و جواب گفتن ایاز شاه را
Eyaz, padişahım dedi, bütün ferman senin. Güneş varken yıldız görünmez.
گفت ای شه جملگی فرمان تراست ** با وجود آفتاب اختر فناست
Zühre, Utarit, yahut da şahap ne oluyor ki güneş varken görünebilsin. 2135
زهره کی بود یا عطارد یا شهاب ** کو برون آید به پیش آفتاب
Hırkamla postumdan geçebilseydim hiç böyle kınama tohumu eker miydim?
گر ز دلق و پوستین بگذشتمی ** کی چنین تخم ملامت کشتمی
Odanın kapısındaki kilidi açmak da neydi? Hayale kapılan yüzlerce hasetçi bundan ne umuyordu?
قفل کردن بر در حجره چه بود ** در میان صد خیالیی حسود
Suyun içine el atmışlar, her biri dere de kuru toprak arıyordu.
دست در کرده درون آب جو ** هر یکی زیشان کلوخ خشکجو
Hiç derede kuru toprak bulunur mu? Hiç balık suya asi olabilir mi?
پس کلوخ خشک در جو کی بود ** ماهیی با آب عاصی کی شود
Bu yoksulun cefacı olduğunu sanıyorlardı. Halbuki, öyle vefalıyım ki vefa bile benim vefamı görür de utanır. 2140
بر من مسکین جفا دارند ظن ** که وفا را شرم میآید ز من
Mahrem olmayanlardan çekinmeseydim vefaya ait birkaç söz söylerdim.
گر نبودی زحمت نامحرمی ** چند حرفی از وفا واگفتمی
Alem şüpheci ve tutulacak bir yer arayıcı. Onun için bizde deriden hariç söz söyleyelim.
چون جهانی شبهت و اشکالجوست ** حرف میرانیم ما بیرون پوست
Kendini kırarsan iç olur, içe ait latif hikayeler duyarsın.
گر تو خود را بشکنی مغزی شوی ** داستان مغز نغزی بشنوی
Cevizin kabuğunda ses vardır ama içinde, yağında ses ne gezer.
جوز را در پوستها آوازهاست ** مغز و روغن را خود آوازی کجاست
Onun da sesi vardır, vardır ama kulak duyamaz. Onun sesi, güzelim kulaktan gizlidir.2145
دارد آوازی نه اندر خورد گوش ** هست آوازش نهان در گوش نوش
Yoksa için sesi pek güzeldir. Onu duyan, kabuğun şakırtısını dinler mi hiç?
گرنه خوشآوازی مغزی بود ** ژغژغ آواز قشری کی شنود
Sen sükut ederek içi elde edesin diye o şakırtıya tahammül ediyorsun.
ژغژغ آن زان تحمل میکنی ** تا که خاموشانه بر مغزی زنی
Bir müddet dudaksız, kulaksız ol da sonra dudak gibi tatlı şeylere eş ol.
چند گاهی بیلب و بیگوش شو ** وانگهان چون لب حریف نوش شو
Niceye bir nazım ve nesir söyleyecek, sırları açığa vuracaksın? Hocam, bir günceğiz de şunu sına, dilsiz ol bakalım.
چند گفتی نظم و نثر و راز فاش ** خواجه یک روز امتحان کن گنگ باش
Bunca zamandır dedikoduyu sınadık, bir zaman da sükut etmeyi deneyelim.
حکایت در تقریر این سخن کی چندین گاه گفت ذکر را آزمودیم مدتی صبر و خاموشی را بیازماییم
Ne kadar zamandır kabız veren acı ve sert yemekler pişirdin, bir kere de tatlı yemekler pişirmeyi dene. 2150
چند پختی تلخ و تیز و شورگز ** این یکی بار امتحان شیرین بپز
Birisi, kıyamette kendine gelir. İsyan defteri, eline simsiyah olarak verilir.
آن یکی را در قیامت ز انتباه ** در کف آید نامهی عصیان سیاه
Yas mektupları gibi üstü simsiyah, içi kenarları suçlarla dolu.
سرسیه چون نامههای تعزیه ** پر معاصی متن نامه و حاشیه
Baştanbaşa kötülüklerle suçlarla dolu. Kafirle dolu olan savaş yeri gibi.
جمله فسق و معصیت بد یک سری ** همچو دارالحرب پر از کافری