English    Türkçe    فارسی   

5
2134-2158

  • Eyaz, padişahım dedi, bütün ferman senin. Güneş varken yıldız görünmez.
  • Zühre, Utarit, yahut da şahap ne oluyor ki güneş varken görünebilsin. 2135
  • Hırkamla postumdan geçebilseydim hiç böyle kınama tohumu eker miydim?
  • Odanın kapısındaki kilidi açmak da neydi? Hayale kapılan yüzlerce hasetçi bundan ne umuyordu?
  • Suyun içine el atmışlar, her biri dere de kuru toprak arıyordu.
  • Hiç derede kuru toprak bulunur mu? Hiç balık suya asi olabilir mi?
  • Bu yoksulun cefacı olduğunu sanıyorlardı. Halbuki, öyle vefalıyım ki vefa bile benim vefamı görür de utanır. 2140
  • Mahrem olmayanlardan çekinmeseydim vefaya ait birkaç söz söylerdim.
  • Alem şüpheci ve tutulacak bir yer arayıcı. Onun için bizde deriden hariç söz söyleyelim.
  • Kendini kırarsan iç olur, içe ait latif hikayeler duyarsın.
  • Cevizin kabuğunda ses vardır ama içinde, yağında ses ne gezer.
  • Onun da sesi vardır, vardır ama kulak duyamaz. Onun sesi, güzelim kulaktan gizlidir. 2145
  • Yoksa için sesi pek güzeldir. Onu duyan, kabuğun şakırtısını dinler mi hiç?
  • Sen sükut ederek içi elde edesin diye o şakırtıya tahammül ediyorsun.
  • Bir müddet dudaksız, kulaksız ol da sonra dudak gibi tatlı şeylere eş ol.
  • Niceye bir nazım ve nesir söyleyecek, sırları açığa vuracaksın? Hocam, bir günceğiz de şunu sına, dilsiz ol bakalım.
  • Bunca zamandır dedikoduyu sınadık, bir zaman da sükut etmeyi deneyelim.
  • Ne kadar zamandır kabız veren acı ve sert yemekler pişirdin, bir kere de tatlı yemekler pişirmeyi dene. 2150
  • Birisi, kıyamette kendine gelir. İsyan defteri, eline simsiyah olarak verilir.
  • Yas mektupları gibi üstü simsiyah, içi kenarları suçlarla dolu.
  • Baştanbaşa kötülüklerle suçlarla dolu. Kafirle dolu olan savaş yeri gibi.
  • Elbette pis ve veballe dolu olan öyle bir defter, sağlam gelmez sol yandan gelir.
  • Peki, o halde burada da defterine bak, sol eline mi yaraşır sağ eline mi? 2155
  • Dükkanda bir tek sol ayak mesti, bir tek de sol ayak ayakkabısı bulunsa sınamadan onların sol olduğunu anlarsın.
  • Sen de mademki sağ değilsin, bil ki solsun. Aslanla maymunun sesi anlaşılır.
  • Fakat gülü güzelleştiren, ona güzel kokular veren Tanrının ihsanı, lütfu, her solu sağ yapar.