Hiç derede kuru toprak bulunur mu? Hiç balık suya asi olabilir mi?
پس کلوخ خشک در جو کی بود ** ماهیی با آب عاصی کی شود
Bu yoksulun cefacı olduğunu sanıyorlardı. Halbuki, öyle vefalıyım ki vefa bile benim vefamı görür de utanır. 2140
بر من مسکین جفا دارند ظن ** که وفا را شرم میآید ز من
Mahrem olmayanlardan çekinmeseydim vefaya ait birkaç söz söylerdim.
گر نبودی زحمت نامحرمی ** چند حرفی از وفا واگفتمی
Alem şüpheci ve tutulacak bir yer arayıcı. Onun için bizde deriden hariç söz söyleyelim.
چون جهانی شبهت و اشکالجوست ** حرف میرانیم ما بیرون پوست
Kendini kırarsan iç olur, içe ait latif hikayeler duyarsın.
گر تو خود را بشکنی مغزی شوی ** داستان مغز نغزی بشنوی
Cevizin kabuğunda ses vardır ama içinde, yağında ses ne gezer.
جوز را در پوستها آوازهاست ** مغز و روغن را خود آوازی کجاست
Onun da sesi vardır, vardır ama kulak duyamaz. Onun sesi, güzelim kulaktan gizlidir.2145
دارد آوازی نه اندر خورد گوش ** هست آوازش نهان در گوش نوش
Yoksa için sesi pek güzeldir. Onu duyan, kabuğun şakırtısını dinler mi hiç?
گرنه خوشآوازی مغزی بود ** ژغژغ آواز قشری کی شنود
Sen sükut ederek içi elde edesin diye o şakırtıya tahammül ediyorsun.
ژغژغ آن زان تحمل میکنی ** تا که خاموشانه بر مغزی زنی
Bir müddet dudaksız, kulaksız ol da sonra dudak gibi tatlı şeylere eş ol.
چند گاهی بیلب و بیگوش شو ** وانگهان چون لب حریف نوش شو
Niceye bir nazım ve nesir söyleyecek, sırları açığa vuracaksın? Hocam, bir günceğiz de şunu sına, dilsiz ol bakalım.
چند گفتی نظم و نثر و راز فاش ** خواجه یک روز امتحان کن گنگ باش
Bunca zamandır dedikoduyu sınadık, bir zaman da sükut etmeyi deneyelim.
حکایت در تقریر این سخن کی چندین گاه گفت ذکر را آزمودیم مدتی صبر و خاموشی را بیازماییم
Ne kadar zamandır kabız veren acı ve sert yemekler pişirdin, bir kere de tatlı yemekler pişirmeyi dene. 2150
چند پختی تلخ و تیز و شورگز ** این یکی بار امتحان شیرین بپز
Birisi, kıyamette kendine gelir. İsyan defteri, eline simsiyah olarak verilir.
آن یکی را در قیامت ز انتباه ** در کف آید نامهی عصیان سیاه
Yas mektupları gibi üstü simsiyah, içi kenarları suçlarla dolu.
سرسیه چون نامههای تعزیه ** پر معاصی متن نامه و حاشیه
Baştanbaşa kötülüklerle suçlarla dolu. Kafirle dolu olan savaş yeri gibi.
جمله فسق و معصیت بد یک سری ** همچو دارالحرب پر از کافری
Elbette pis ve veballe dolu olan öyle bir defter, sağlam gelmez sol yandan gelir.
آنچنان نامهی پلید پر وبال ** در یمین ناید درآید در شمال
Peki, o halde burada da defterine bak, sol eline mi yaraşır sağ eline mi? 2155
خود همینجا نامهی خود را ببین ** دست چپ را شاید آن یا در یمین
Dükkanda bir tek sol ayak mesti, bir tek de sol ayak ayakkabısı bulunsa sınamadan onların sol olduğunu anlarsın.
موزهی چپ کفش چپ هم در دکان ** آن چپ دانیش پیش از امتحان
Sen de mademki sağ değilsin, bil ki solsun. Aslanla maymunun sesi anlaşılır.
چون نباشی راست میدان که چپی ** هست پیدا نعرهی شیر و کپی
Fakat gülü güzelleştiren, ona güzel kokular veren Tanrının ihsanı, lütfu, her solu sağ yapar.
آنک گل را شاهد و خوشبو کند ** هر چپی را راست فضل او کند
Her solağa o, sağlık verir. Denize duru suyu o ihsan eder.
هر شمالی را یمینی او دهد ** بحر را ماء معینی او دهد
Onun tapısında soldan sağ ol da onun lütuf ve ihsanlarını gör.2160
گر چپی با حضرت او راست باش ** تا ببینی دستبرد لطفهاش
Reva görür müsün şu bayağı defter, soldan sağa geçsin? Sen söyle.
تو روا داری که این نامهی مهین ** بگذرد از چپ در آید در یمین
Zulüm ve cefalarla dolu olan böyle bir defter, nasıl olur da sağ ele layık olur?
این چنین نامه که پرظلم و جفاست ** کی بود خود درخور اندر دست راست
Kafirler hakkında “Onlara gökleri ve yeryüzünü kim yarattı, diye sorarsan Tanrı yarattı derler” demiştir. Haline uygun söz söylemeyen ve kendisine uygun davada bulunmayan adam da bunlara benzer. Gökleri, yeryüzünü ve bütün mahlukatı yaratan duyar, görür, hazır, nazır, her şeyi gözetir ve her yerde bulunur, kudret sahibi bir tek Tanrı’nın varlığını kabul eden nasıl olur da taştan yontulan bir puta tapar, malını,canını, ona feda eder?
در بیان کسی کی سخنی گوید کی حال او مناسب آن سخن و آن دعوی نباشد چنان که کفره و لن سالتهم من خلق السموات والارض لیقولن الله خدمت بت سنگین کردن و جان و زر فدای او کردن چه مناسب باشد با جانی کی داند کی خالق سموات و ارض و خلایق الهیست سمیعی بصیری حاضری مراقبی مستولی غیوری الی آخره
Bir zahidin pek kıskanç bir karısı, bir de huri gibi güzel bir halayığı vardı.
زاهدی را یک زنی بد بس غیور ** هم بد او را یک کنیزک همچو حور