English    Türkçe    فارسی   

5
2141-2165

  • Mahrem olmayanlardan çekinmeseydim vefaya ait birkaç söz söylerdim.
  • Alem şüpheci ve tutulacak bir yer arayıcı. Onun için bizde deriden hariç söz söyleyelim.
  • Kendini kırarsan iç olur, içe ait latif hikayeler duyarsın.
  • Cevizin kabuğunda ses vardır ama içinde, yağında ses ne gezer.
  • Onun da sesi vardır, vardır ama kulak duyamaz. Onun sesi, güzelim kulaktan gizlidir. 2145
  • Yoksa için sesi pek güzeldir. Onu duyan, kabuğun şakırtısını dinler mi hiç?
  • Sen sükut ederek içi elde edesin diye o şakırtıya tahammül ediyorsun.
  • Bir müddet dudaksız, kulaksız ol da sonra dudak gibi tatlı şeylere eş ol.
  • Niceye bir nazım ve nesir söyleyecek, sırları açığa vuracaksın? Hocam, bir günceğiz de şunu sına, dilsiz ol bakalım.
  • Bunca zamandır dedikoduyu sınadık, bir zaman da sükut etmeyi deneyelim.
  • Ne kadar zamandır kabız veren acı ve sert yemekler pişirdin, bir kere de tatlı yemekler pişirmeyi dene. 2150
  • Birisi, kıyamette kendine gelir. İsyan defteri, eline simsiyah olarak verilir.
  • Yas mektupları gibi üstü simsiyah, içi kenarları suçlarla dolu.
  • Baştanbaşa kötülüklerle suçlarla dolu. Kafirle dolu olan savaş yeri gibi.
  • Elbette pis ve veballe dolu olan öyle bir defter, sağlam gelmez sol yandan gelir.
  • Peki, o halde burada da defterine bak, sol eline mi yaraşır sağ eline mi? 2155
  • Dükkanda bir tek sol ayak mesti, bir tek de sol ayak ayakkabısı bulunsa sınamadan onların sol olduğunu anlarsın.
  • Sen de mademki sağ değilsin, bil ki solsun. Aslanla maymunun sesi anlaşılır.
  • Fakat gülü güzelleştiren, ona güzel kokular veren Tanrının ihsanı, lütfu, her solu sağ yapar.
  • Her solağa o, sağlık verir. Denize duru suyu o ihsan eder.
  • Onun tapısında soldan sağ ol da onun lütuf ve ihsanlarını gör. 2160
  • Reva görür müsün şu bayağı defter, soldan sağa geçsin? Sen söyle.
  • Zulüm ve cefalarla dolu olan böyle bir defter, nasıl olur da sağ ele layık olur?
  • Kafirler hakkında “Onlara gökleri ve yeryüzünü kim yarattı, diye sorarsan Tanrı yarattı derler” demiştir. Haline uygun söz söylemeyen ve kendisine uygun davada bulunmayan adam da bunlara benzer. Gökleri, yeryüzünü ve bütün mahlukatı yaratan duyar, görür, hazır, nazır, her şeyi gözetir ve her yerde bulunur, kudret sahibi bir tek Tanrı’nın varlığını kabul eden nasıl olur da taştan yontulan bir puta tapar, malını,canını, ona feda eder?
  • Bir zahidin pek kıskanç bir karısı, bir de huri gibi güzel bir halayığı vardı.
  • Kadın, kıskançlığından kocasını gözetir, halayıkla hiç yalnız bırakmazdı.
  • Kadın, bir zaman onların ikisini de gözetti, yalnız kalmalarına fırsat vermedi. 2165