English    Türkçe    فارسی   

5
215-239

  • Yeryüzü yetimlerini o besler, kuruyup kalmış kişileri o yürütür. 215
  • Fakat mayası bitti mi bunalır, yeryüzünde bizim gibi şaşırır kalır.
  • Suyun bulandıktan sonra ulu Allah’dan yardım dilemesi
  • İçten feryada başlar; Yarabbi, bana ne verdiysen verdim, yoksul kaldım.
  • Sermayemi temize pise döktüm sarf ettim. Ey sermaye veren, daha yok mu?
  • Allah buluta onu iyi bir yere götür der. Güneşe de ey güneş der onu yukarıya çek!
  • Onu türlü türlü yollara sürer, nihayet ucu bucağı olmayan denize ulaştırır. 220
  • Bu sudan maksat velilerin canıdır. O can, sizin kirliliklerinizi iyiden iyiye yıkar, arıtır.
  • Yeryüzündekilerin hıyanetliklerinden bunaldı mı yine arşa, temizlik bağışlayana gider.
  • Yine o taraftan eteğini çeke çeke gelir, o okyanusun temizliklerinden yeryüzündekilere ders vermeye koşar.
  • Halkla karışmadan yoruldu mu o sefer “ey Bilal, sesinle bize bir huzur ver, bir istirahat ver.”
  • Ey güzel sesli Bilal ezan okunan yere çık, göç davulunu çal der. 225
  • Can sefere gitti beden kıyamda. Bu yüzden namaz bitince selam verilir işte.
  • Herkesi teyemmüm kurtarır, kıble arayanları aramaktan vaz geçirir, kıbleyi gösterir.
  • Bu misal getirme söz arasında bir vasıtadır. Herkesin anlaması için vasıta şarttır.
  • Bir delile bağlanmadan kurtulmuş olan semenderden başka kim, vasıtasız ateşe girebilir?
  • Tabiatını ateşle hoş bir hale getirmen için vasıtan hamamdır. 230
  • Halil gibi ateşe giremeyeceğinden hamam sana elçi oldu, su da delil.
  • Doymak Allahdandır ama tabiat ehli, ekmeksiz nasıl olur da doyar?
  • Lütuf Allahdandır ama ten ehli, çayırlık çimenlik perdesi olmaksızın o lütfu bulamaz.
  • Fakat perdesiz bir halde ten vasıtası kalmayınca insan, Musa gibi ayın nurunu yeninden yakasından görür, bulur.
  • Bu hünerler de, suyun gönlünün Allah lütfu ile dopdolu olduğuna tanıktır. 235
  • Dışarıdan görünen iş ve sözün içe ve içteki nura tanıklığı
  • İş ve söz, için tanıklarıdır. Bu ikisine bak da için nasıl anla.
  • Sırrın, onun içine giremiyorsa hastanın sidiğine bak.
  • İşle söz, hastaların sidiğine benzer, beden doktoruna bu bir delildir.
  • Halbuki ruh doktoru, canına girer de can yolundan imanına kadar varır.