English    Türkçe    فارسی   

5
2291-2315

  • Kendinden geçen Nasuh, tekrar kendine geldi. Gözü. yüzlerce aydın gün gördü.
  • Herkes ondan helâllik istemekte, herkes elini öpüp durmaktaydı.
  • Senden şüphe ettik, hakkını helâl et. Dedikoduda bulunduk, âdeta etini yedik diyorlardı.
  • Çünkü o, yakınlıkta herkesten ön olduğu için herkes daha ziyade ondan şüphe etmişti.
  • Nasuh, has tellâktı, mahremdi. Hattâ sultanla ruhları birdi, bedenleri ayrı. 2295
  • Sultana ondan yakın bir kadın yok. İnciyi aşırdıysa o aşırmıştır.
  • Önce onu aramalı demişlerdi ama yine de hürmet ettiklerinden sona bırakmışlar;
  • Aldıysa biraz mühlet vermiş olalım da bir yere atsın bari, fikrine düşmüşlerdi.
  • Onun için ondan helâllik diliyorlardı, mazeret getirip duruyorlardı.
  • Nasuh, "Bu bana Tanrı'nın lûtfu, ihsanı. Yoksa dediğinizden beterim ben. 2300
  • Benden helâllik dilemeye hacet yok. Çünkü ben, zamane halkının en suçlusuyum.
  • Bana söylediğiniz kötülükler, bendeki kötülüğün yüzde biridir. Bunda şüphe eden olabilir, fakat bence apaçıktır bu.
  • Kim bende birazcık kötülük biliyorsa muhakkak o bildiği şey, binlerce kötü suçumdan, binlerce pis işimden biridir.
  • Suçlarımı ve kütü hareketlerimi bir ben bilirim, bir de onları örten Tanrım.
  • Önce iblis bana hocalık etti ama sonradan o bile gözümde bir yelden ibaret oldu. 2305
  • Yaptıklarımın hepsini Tanrı gördü de göstermedi, bu suretle de kötülükle yüzümü sarartmadı.
  • Sonra da yine Tanrı rahmeti, kürkümü dikti, canıma can gibi tatlı tövbeyi nasibetti.
  • Ne yaptıysam yapmadım saydı, bulunmadığım ibadetleri yapmışım farzetti.
  • Beni selvi ve süsen gibi azadetti. Bahtım, devletim gibi gönlüm de açıldı.
  • Adımı temizler defterine yazdı. Cehennemliktim, bana cenneti bağışladı. 2310
  • Ah ettim, ahım bir ipe döndü, düştüğüm kuyuya sarktı.
  • O ipe sarıldım, dışarı çıktım. Neşelendim, ferahladım, semirdim, benzim kırmızılaştı.
  • Kuyunun dibinde zebun bir haldeydim, şimdi bütün âleme sığmıyorum.
  • Şükürler olsun sana yarabbi. Beni ansızın gamdan kurtardın.
  • Tenimin her kılında bir dil olsa da hepsiyle sana şükretmeye kalkışsam yine şükründen âcizim. 2315