- Suyu övdü, fakat iştiyakı yoktu. Yüzünü, elbisesini yırttı, fakat âşık değildi.
- آب را بستود و او تایق نبود ** رخ درید و جامه او عاشق نبود
- Münafıkın özrü kabul edilmez. Çünkü o özür, dudağındadır, kalbinde değil.
- از منافق عذر رد آمد نه خوب ** زانک در لب بود آن نه در قلوب
- Elma kokusuna sahiptir ama elmaya değil. O koku, onda ancak zarar vermek için vardır.
- بوی سیبش هست جزو سیب نیست ** بو درو جز از پی آسیب نیست
- Bütün kadınlar, savaşta saf yarmazlar, feryat ve figan ederler.
- حملهی زن در میان کارزار ** نشکند صف بلک گردد کارزار
- Onu saf içinde aslan gibi görürsün, eline kılıcını almıştır ama eli titrer durur. 2460
- گرچه میبینی چو شیر اندر صفش ** تیغ بگرفته همیلرزد کفش
- Vay aklı dişi, kötü ve çirkin nefsi erkek ve atılmaya hazır olana!
- وای آنک عقل او ماده بود ** نفس زشتش نر و آماده بود
- Nihayet onun aklı alt olur. Ziyandan başka bir yere göçemez.
- لاجرم مغلوب باشد عقل او ** جز سوی خسران نباشد نقل او
- Ne mutlu aklı erkek olana, çirkin nefsi dişi ve âciz bulunana!
- ای خنک آن کس که عقلش نر بود ** نفس زشتش ماده و مضطر بود
- Cüzi aklı, erkek ve üst olursa dişi nefsini aklı, alt eder.
- عقل جزویاش نر و غالب بود ** نفس انثی را خرد سالب بود
- Görünüşte dişinin saldırması da kuvvetlidir ama onun ziyanı, o eşek gibi, eşekliğindendir. 2465
- حملهی ماده به صورت هم جریست ** آفت او همچو آن خر از خریست
- Kadında hayvan sıfatı üstündür. Çünkü kadının renge, kokuya meyli vardır.
- وصف حیوانی بود بر زن فزون ** زانک سوی رنگ و بو دارد رکون
- O eşek de çayırlığın rengini, kokusunu duyunca elindeki bütün deliller kaçıp gitti.
- رنگ و بوی سبزهزار آن خر شنید ** جمله حجتها ز طبع او رمید
- Yağmura muhtaç bir susuz haline geldi, bulut yoktu, öküz açlığına uğradı, sabrı yoktu.
- تشنه محتاج مطر شد وابر نه ** نفس را جوع البقر بد صبر نه
- Babam, sabır demir kalkandır. Tanrı, kalkana "Zafer geldi çattı" yazısını yazmıştır.
- اسپر آهن بود صبر ای پدر ** حق نبشته بر سپر جاء الظفر
- Mukallit, söz arasında yüzlerce delil getirir. Fakat onları kıyas bakımından söyler, açık bir tarzda değil. 2470
- صد دلیل آرد مقلد در بیان ** از قیاسی گوید آن را نه از عیان
- Misklere bulanmıştır ama misk değildir. Kendisinde misk kokusu vardır ama pis bir şeydir ancak.
- مشکآلودست الا مشک نیست ** بوی مشکستش ولی جز پشک نیست
- Ey mürit, pislik, misk haline gelinceye kadar yıllarca o bahçede otlamak gerek.
- تا که پشکی مشک گردد ای مرید ** سالها باید در آن روضه چرید
- Evet, arpa yememeli eşekler gibi. Ceylâncasına Huten ülkesinde erguvan otlamak gerek.
- که نباید خورد و جو همچون خران ** آهوانه در ختن چر ارغوان
- Karanfilden, yaseminden, gülden başka bir şey otlama. O ceylânlarla Huten sahrasına yürü!
- جز قرنفل یا سمن یا گل مچر ** رو به صحرای ختن با آن نفر
- Mideni o reyhanlara, güllere alıştır da peygamberlerin hikmet ve gıdasını bul. 2475
- معده را خو کن بدان ریحان و گل ** تا بیابی حکمت و قوت رسل
- Mideni şu ottan, arpadan vazgeçir, reyhan ve gül yemeye başla.
- خوی معده زین که و جو باز کن ** خوردن ریحان و گل آغاز کن
- Ten midesi, insanı samanlığa çeker. Gönül midesi reyhanlığa.
- معدهی تن سوی کهدان میکشد ** معدهی دل سوی ریحان میکشد
- Ot ve arpa yiyen kurban olur. Tanrı nuriyle gıdalanan Kuran olur.
- هر که کاه و جو خورد قربان شود ** هر که نور حق خورد قرآن شود
- Senin yarın pisliktir, yarın misk. Kendine gel de pisliği değil, Çin miskini artır.
- نیم تو مشکست و نیمی پشک هین ** هین میفزا پشک افزا مشک چین
- O mukallitte yüzlerce delil, yüzlerce söz vardır. Ama dile getirince görürsün ki onlarda can yok. 2480
- آن مقلد صد دلیل و صد بیان ** در زبان آرد ندارد هیچ جان