English    Türkçe    فارسی   

5
260-284

  • A inatçı, sen inat ettikçe onlar da ederler. “Sen onları bekleyedur onlar da bekliyorlar!.. 260
  • Mustafa aleyhisselam’ın konuğuna şahadeti arzetmesi
  • Bu söze son yoktur, Mustafa, ona iman etmesini söyledi, o da kabul etti.
  • O kutlu şahadet bağlanmış düğümleri çözdü.
  • İmana geldi. Mustafa ona dedi ki: Bu gece de bizim konuğumuz ol.
  • Adam vallahi dedi, ebedi olarak senin konuğunum. Nerede olursam olayım, nereye gidersem gideyim sana misafirim.
  • Beni dirilttin, senin azatlın, senin kapıcınım. Bu alemde senin sofranın başında, o alem de. 265
  • Bu seçilmiş sofradan başka bir sofra seçen kişinin boğazını, nihayet kemik yırtar deler.
  • Kim senin sofrandan başka bir sofraya giderse bil ki Şeytan, onunla bir kâseden yemek yer.
  • Kim senin komşuluğundan kaçarsa şüphe yok ki Şeytan, ona komşu olur.
  • Kim sensiz uzak bir yola giderse Şeytan onula yoldaş olur, onunla bir sofraya oturur.
  • Yüce ve güzel bir ata binse aya haset eder; Şeytan da ona arkadaş olur. 270
  • Nazlı karısı ondan bir çocuk doğursa Şeytan onun soyundan ona ortak kesilir.
  • Allah Kur’anda “Ey Mümin, Şeytana kafirlerin mallarında, evlatlarında ortak ol” buyurmuştur.
  • Peygamber bunu Ali’ye değer biçilmez sözleri arasında açıkça söylemiştir.
  • Konuk dedi ki: “Ey Allah elçisi, bulutsuz bir güneş gibi peygamberliği sen tamamladın, apaydın bir hale koydun.
  • Senin bu yaptığını iki yüz ana yapamaz. İsa bile bunu Azer’e yapmadı. 275
  • Senin yüzünden canım hemencecik ecelden kurtuldu. Azer de dirildi ama o anda yine öldü.
  • Arap o gece Peygambere konuk oldu, bir keçiden sağılan sütün yarısını ancak yiyebildi, ağzını silip çekildi.
  • Peygamber süt iç, yufka ekmeği ye diye ısrar ettiyse de Vallahi dedi, riyasız doydum.
  • Bu, ne tekellüf, ne sıkılma, ne de hile. Dün geceden daha ziyade doydum.
  • Bütün ev halkı şaştılar. Bu kandil, şu bir kara zeytin yağı ile nasıl doldu diye hayretlere düştüler. 280
  • Bir ebabil kuşunun gıdası, böyle bir fili nasıl doyurdu dediler.
  • Kadın, erkek, o fil bedenli, bir sineğin yiyeceğini yiyor diye fısıldaşmaya başladılar.
  • Kafirliğin hırs ve vehmi baş aşağı düştü, ejderha bir karıncanın gıdası ile doydu.
  • Kafirliğin aç gözlülüğü ondan gitti, iman gıdası onu semirtti geliştirdi.