- Gönlüm, haline yandı, o derde daldım da aklımdan çıktı.
- لیک رفت از یاد علم آموزیت ** که بدم مستغرق دلسوزیت
- Seni köpek gibi acıkmış, perişan bir hakle görünce koşa koşa gelsin diye seğirttim.
- دیدمت در جوع کلب و بینوا ** میشتابیدم که آیی تا دوا
- Yoksa sana tılsımı anlatacak, sana bir hayal görünür ama aslı yoktur diyecektim.
- ورنه با تو گفتمی شرح طلسم ** که آن خیالی مینماید نیست جسم
- Eşeğin tilkiye cevabı
- جواب گفتن خر روباه را
- Eşek dedi ki: Hadi ey düşman, çekil önümden, çekil de çirkin suratını görmeyeyim. 2620
- گفت رو رو هین ز پیشم ای عدو ** تا نبینم روی تو ای زشترو
- Seni kötü talihli bir hale getiren Tanrı, çirkin suratını da kerih ve pek berbat bir hale soktu.
- آن خدایی که ترا بدبخت کرد ** روی زشتت را کریه و سخت کرد
- Bana hangi suratla geliyorsun? Gergedanın yüzü bile bu kadar kalın derili değildir.
- با کدامین روی میآیی به من ** این چنین سغری ندارد کرگدن
- Seni çayıra götüreyim diye apaçık canıma kastettin.
- رفتهای در خون جانم آشکار ** که ترا من رهبرم تا مرغزار
- Azrail'i gözlerimle gördüm. Sonra da yine bana düzen kurmaya, beni kandırmaya savaşıyorsun ha!
- تا بدیدم روی عزرائیل را ** باز آوردی فن و تسویل را
- Ben ister eşek olayım, ister eşeklerin kusuru. Nihayet benim de canım var. Bunu nasıl feda edebilirim? 2625
- گرچه من ننگ خرانم یا خرم ** جانورم جان دارم این را کی خرم
- O gördüğüm amansız korkuyu çocuk görseydi derhal kocalırdı.
- آنچ من دیدم ز هول بیامان ** طفل دیدی پیر گشتی در زمان
- O korkudan, o heybetten kendimi cansız, gönülsüz bir halde dağdan baş aşağı attım.
- بیدل و جان از نهیب آن شکوه ** سرنگون خود را در افکندم ز کوه
- O perdesiz azabı görür görmez ayağım, kakıldı kaldı.
- بسته شد پایم در آن دم از نهیب ** چون بدیدم آن عذاب بیحجاب
- Tanrıya ahdettim. Yarabbi dedim, ayağımdaki şu bağı çöz.
- عهد کردم با خدا کای ذوالمنن ** برگشا زین بستگی تو پای من
- Bundan böyle kimsenin vesvesesine kanmayayım, ey lûtuflar sahibi Tanrı, ey yardımcım, ahtım olsun, nezrim olsun! 2630
- تا ننوشم وسوسهی کس بعد ازین ** عهد کردم نذر کردم ای معین
- Tanrı, o anda ayağımın bağını çözdü. O dua ve sızlanma, o niyaz yüzünden ayağım çözüldü.
- حق گشاده کرد آن دم پای من ** زان دعا و زاری و ایمای من
- Yoksa o erkek aslan bana yetişseydi halim ne olurdu? Aslanın pençesi altında eşek ne hale gelir?
- ورنه اندر من رسیدی شیر نر ** چون بدی در زیر پنجهی شیر خر
- Yine o aç aslan hileyle seni bana yolladı değil mi a kötü arkadaş?
- باز بفرستادت آن شیر عرین ** سوی من از مکر ای بس القرین
- Herkesin, kendisine muhtaç olduğu ihtiyacı bulunmayan pâk Tann'nın zatına and olsun ki kötü yılan bile kötü arkadaştan yeğdir.
- حق ذات پاک الله الصمد ** که بود به مار بد از یار بد
- Çünkü kötü yılan, insanın yalnız canını alır. Kötü arkadaşsa insanı cehenneme sürer, orasını adama durak eder. 2635
- مار بد جانی ستاند از سلیم ** یار بد آرد سوی نار مقیم
- İnsanın, düşüp kalktığı adamla konuşa görüşe, huyiyle huylanır. Gönül arkadaşının huyunu kapar.
- از قرین بیقول و گفت و گوی او ** خو بدزدد دل نهان از خوی او
- O sana gölge saldı mı mayasız olduğu için senin mayanı çalar.
- چونک او افکند بر تو سایه را ** دزدد آن بیمایه از تو مایه را
- Aklın, sarhoş bir ejderha bile olsa kötü arkadaş, bil ki zümrüttür.
- عقل تو گر اژدهایی گشت مست ** یار بد او را زمرد دان که هست
- Aklının gözünü çıkarır, kör eder. Onun kınaması, seni taunun eline teslim eder.
- دیدهی عقلت بدو بیرون جهد ** طعن اوت اندر کف طاعون نهد
- Tilkinin eşeğe cevap vermesi
- جواب گفتن روبه خر را
- Tilki dedi ki: Bizim safımızda tortu yoktur. Fakat vehme gelen hayallerde, küçümsenecek şeyler değildir. 2640
- گفت روبه صاف ما را درد نیست ** لیک تخییلات وهمی خورد نیست
- Ey sâf ve bön adam, bütün bunlar, senin vehmindir. Yoksa sana karşı hiçbir gıllügişim yok.
- این همه وهم توست ای سادهدل ** ورنه بر تو نه غشی دارم نه غل