- Ne yapacaksan düşün de öyle yap, çünkü Süleyman diridir. Sen Şeytan oldukça kılıcı sıyrılmıştır.
- کار کن هین که سلیمان زنده است ** تا تو دیوی تیغ او برنده است
- Fakat bir adam melek oldu mu kılıçtan emindir, Süleyman'dan hiçbir korkusu yoktur onun. 3185
- چون فرشته گشته از تیغ آمنیست ** از سلیمان هیچ او را خوف نیست
- Süleyman'ın hükmü, meleğe değildir .Şeytanadır.Eziyet,zahmet,topraktadır,gökte değil.
- حکم او بر دیو باشد نه ملک ** رنج در خاکست نه فوق فلک
- Bu cebir inanışını bırak, pek boştur bu inanış. Bu inanışı bırak da cebrin sırrının sırrı nedir, anla.
- ترک کن این جبر را که بس تهیست ** تا بدانی سر سر جبر چیست
- Bütün tembellerin malı olan şu cebri bırak da can gibi olan o cebirden bir haber al.
- ترک کن این جبر جمع منبلان ** تا خبر یابی از آن جبر چو جان
- Mâşukluğu bırak da âşık ol ey güzel ve üstün olduğunu sanan!...
- ترک معشوقی کن و کن عاشقی ** ای گمان برده که خوب و فایقی
- Sen mânada geceden de dilsiz, sessizsin, öyle olduğu halde sözüne niceye bir müşteri arıyacaksın? 3190
- ای که در معنی ز شب خامشتری ** گفت خود را چند جویی مشتری
- Onlar, senin önünde sana aş sallayıp dururlar, ömrün, onların sevdasiyle geçti gitti.
- سر بجنبانند پیشت بهر تو ** رفت در سودای ایشان دهر تو
- Bana hasetten kıvranma diyorsun ama adam, bir hiçi kaybetti diye haset eder mi hiç?
- تو مرا گویی حسد اندر مپیچ ** چه حسد آرد کسی از فوت هیچ
- Aşağılık kişilerin bir şey öğretmesi toprak parçasına nakışlar yapmaya benzer a aç gözlü!
- هست تعلیم خسان ای چشمشوخ ** همچو نقش خرد کردن بر کلوخ
- Kendine aşkı ve bakışı öğret.Bu bilgi,taşa kazılan nakış gibidir.
- خویش را تعلیم کن عشق و نظر ** که آن بود چون نقش فی جرم الحجر
- Nefsin sana bir vefa şakirdidir. Başka her şey yok oldu. Sen nerede ne arıyorsun ki? 3195
- نفس تو با تست شاگرد وفا ** غیر فانی شد کجا جویی کجا
- Başkalarını bilgi sahibi ediyor, yüceltiyor, fakat kendini kötü huylu ve bomboş bir hale sokuyorsun.
- تا کنی مر غیر را حبر و سنی ** خویش را بدخو و خالی میکنی
- Gönlün,o cennete dolaştı mi,o kaynakla birleşti mi artık kendine gel, boşalmadan korkma.
- متصل چون شد دلت با آن عدن ** هین بگو مهراس از خالی شدن
- Tanrı, ey doğru özlü Peygamber, söyle dedi. Çünkü bu,denizdir,söyle,azalmaz.
- امر قل زین آمدش کای راستین ** کم نخواهد شد بگو دریاست این
- Yine "Susun ve dinleyin" dendi. Yani kendinize gelin, suyunuzu telef etmeyin, bağ susuzdur.
- انصتوا یعنی که آبت را بلاغ ** هین تلف کم کن که لبخشکست باغ
- Babacığım, bu sözün sonu gelmez. Bu sözü bırak da sonuna bak. 3200
- این سخن پایان ندارد ای پدر ** این سخن را ترک کن پایان نگر
- Gayretim koymuyor, senin önünde dursunlar, âşık olmadıkları halde sana gülsünler!
- غیرتم آید که پیشت بیستند ** بر تو میخندند عاشق نیستند
- Aşıkların, anbean kerem perdesi ardında senin için nara atmadalar.
- عاشقانت در پس پردهی کرم ** بهر تو نعرهزنان بین دم بدم
- Sen de o gayp âşıklarına âşık ol,şu beş günlük âşıklara pek aldırış etme.
- عاشق آن عاشقان غیب باش ** عاشقان پنج روزه کم تراش
- Bunlar, hileyle, düzenle seni yerler. Yıllardır bunlardan bir habbe bile görmedin.
- که بخوردندت ز خدعه و جذبهای ** سالها زیشان ندیدی حبهای
- Halkın yoluna niceye bir hengâme salıp duracaksın? Ayağın mecruh senin,hiçbir muradına ermedin gitti. 3205
- چند هنگامه نهی بر راه عام ** گام خستی بر نیامد هیچ کام
- İyilik, hoşluk zamanında hepsi dosttur,eştir. Fakat dert ve gam zamanı Tanrı'dan başka kim sana dost?
- وقت صحت جمله یارند و حریف ** وقت درد و غم به جز حق کو الیف
- Gözün, dişin ağrıdığı zaman feryada erişen Tanrı'dan başka elinden tutan var mi?
- وقت درد چشم و دندان هیچ کس ** دست تو گیرد به جز فریاد رس
- Sen de o hastalık, o dert zamanını hatırla da Eyaz gibi postuna bak, ibret al.
- پس همان درد و مرض را یاد دار ** چون ایاز از پوستین کن اعتبار