English    Türkçe    فارسی   

5
3407-3431

  • Kardeş,eğer o,bu ise o nedir ki yedi kat gök,onun nuriyle dolmuş.
  • Yok..o,bu değilse dostum,şu beden nedir öyleyse?Acaba bu ikisinden hangisi,o kim?
  • Bir kadının,kocasına eti kedi yedi demesi,kocasının,kediyi terazide tartması,kedinin yarım batman gelmesi üzerine a kadın,et yarım batmandı,biraz da fazlaydı.Eğer bu etse kedi nerde,yok,bu kediyse et hani demesi.
  • Bir adamın bir karısı vardı. Pek hilebaz,pek kötü huylu ve yol kesici bir kadındı.
  • Adam,eve ne getirirse harcar,telef ederdi. Adam da sesini çıkarmazdı. 3410
  • Bir gün adam,konuğunu ağırlamak için yüzlerce sıkıntıyla biraz et aldı,eve getirdi.
  • Kadın onu kebap edip şarapla sildi,süpürdü.Adam gelince de düzensiz sözlerle hileye başladı.
  • Adam dedi ki:Konuk geldi.et nerde?Konuğa yemek çıkarmak lazım.
  • Kadın eti şu kedi yedi,hadi git et al yine dedi.
  • Adam,Aybek dedi,teraziyi getir,şu kediyi bir tartayım. 3415
  • Terazi geldi,kediyi tarttı,yarım batman geldi.Bunun üzerine a hilebaz kadın dedi,
  • Et yarım batmandı,yarım okka kadar da fazlalığı olacak.Kedi de tam yarım batman geldi.
  • Eğer bu,kediyse söyle,et nerede?Yok,bu etse hadi var,bucak bucak kediyi ara.
  • Bayezid de buysa o ruh nedir?O,o ruhsa şu suret kim?
  • Dostum,hayretler içinde hayrete düştüm.Bu,ne senin işin,ne benim işim. 3420
  • Her ikisi de odur.Fakat mahsulün aslı tanedir,o saman çöpü,feridir.
  • Tanrı hikmeti,bu zıtları birbiriyle kaynaştırdı.Ey kasap,şu oyluk eti,gerdanla beraber işte.
  • Ruh,bedensiz bir iş yapamaz.Kalıbın da ruhsuz soğur,donar.
  • Kalıbın meydandadır da canın gizli.Alemin sebepleri de şu ikisinden düzelmiştir.
  • Toprağı,bir adamın başına atarsan baş yarmaz.Suyu birinin başına atsan yine baş yarılmaz. 3425
  • Baş yarmak istiyorsan suyla toprağı birbirine katıp kerpiç yapman gerek.
  • Baş yardın mı o kerpiçin suyu,aslına gider,ayrılış gününde toprak da toprağa kavuşur.
  • Tanrı'nın suyla toprağı birleştirmesindeki hikmeti,niyazla,inattan hasıl olur.
  • Ondan sonra daha başka birleşmeler meydana gelir ki onları ne kulak duymuştur,ne göz görmüştür.
  • Kulak duysaydı kulak olarak kalır, yahut artık başka sözleri duyabilir miydi? 3430
  • Kar ve buz, güneşi görseydi buzluktan ümidini keser giderdi.