English    Türkçe    فارسی   

5
3457-3481

  • O şarabi ki fitneler, kargaşalıklar çıkarır, kullarla padişahları birbirine katar.
  • O şarabi ki kemikleri eritir de tamamiyle can yapar, o zaman tahtayla taht bir olur.
  • Ayıkken kulla padişah suyla yağ gibidir ama sarhoşluk vaktinde tendeki cana dönerler.
  • Heriseye benzerler, artık farkları kalmaz. Fakat bu makama varıp gark olmıyan bunu fark edemez. 3460
  • İşte o köle, bu çeşit şarap almış, o adı sanı güzel beyin köşküne gitmekteydi.
  • Yolda gamlar görmüş, beyni kuru, belâlara bürünmüş bir zahit, önüne çıkıverdi.
  • Zahidin bedeni, gönül ateşleriyle yanmış, evini Tanrı'dan başka her şeyden silip süpürmüştü.
  • Nice çaresiz mihnetlere uğramış, binlerce dağlar üstüne dağlar yakmıştı.
  • Her an gönlü, savaşlara düşmü, gece gündüz riyazatlara sarılmıştı. 3465
  • Yıllarca, aylarca kanlara batmış, topraklara bulanmıştı. Gece yarısı o köleyi görünce.
  • Dedi ki: Testilerdeki nedir? Köle şarap dedi. Zahit, kimin, kime götürüyorsun? diye sordu.
  • Köle, o ulu beyin dedi. Zahit dedi ki: Tânrı'yı dileyen kişinin ameli böyle mi olur?
  • Hem Tanrı'yı istiyor, hem de içip eğleniyor ha! Şeytan şarabı sonra da yarım akıl, öyle mi?
  • Senin aklın, şarapsız böyle dağınık.. Aklına akıllar katmak gerek. 3470
  • Ya sarhoş olunca aklin ne hale gelir ey bir kuş gibi sarhoşluk tuzağına tutulmuş adam?
  • Ziya-i Delk'ın boya çok uzundu. Kardeş! Şeyh-îislâm Tacı Belh'ise (ayet kıtaydı. Şey h-i İslâm,kardeşinden pek utanırdı.Ziya, bîr gün kardeşinin dersine geldi. Belh'in bütün ileri gelenleri oradaydı. Ziya, tapı kılıp geçti. Şeyh-i islâm, ona"öyle bir yarı kalktı. Bunun üzerine Ziya, evet dedi', çok uzun boylusun, boyundan bir parçacık çal!
  • Ziya-i Delk, hazır cevap ve tatlı sözlü bir zattı. Şeyh-i islâm Tac-ı Belh'in kardeşiydi.
  • Tac-ı Bel h, pek kısa boyluydu, âdeta bir kuşa benzerdi.
  • Bütün bilgileri bilir, âlim faziletli bir adamdı ama Ziya, güzel söz söylemede ve nüktecilikte ondan üstündü.
  • O, pek kısaydı, Ziya da haddinden fazla uzun. Şeyhülislâm, pek nazlı, pek kibirli bir adamdı. 3475
  • Bu kardeşinden utandı. Ziya da sözü tesirli bir vaizdi.
  • Bir meclis günü, Ziya meclise geldi. Meclis, kadılarla, âlim ve temiz kişilerle doluydu.
  • Şeyhülislâm, kibirinden kardeşine şöyle bir kalktı ve yine derhal yerine oturdu.
  • Ziya, alınarak dedi ki: Çok uzun boylusun. Bari o selvi boyundan birazcığını çal!
  • Sende akıl nerde, fikir nerde ki ey bilgi düşmanı, tutup şarap içeceksin? 3480
  • Yüzün pek güzel, bari biraz da çivit sür. Habeşin yüzüne, çivit, gülünç olur doğrusu.