- A azgın, sende nur nerde ki kendinden geçiyor da karanlık arıyorsun.
 
		    - در تو نوری کی درآمد ای غوی  ** تا تو بیهوشی و ظلمتجو شوی 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Gölgeyi gündüz ararlar. Sense bulutlu gecede tutmuş, gölge aramaya çıkmışsın.
 
		    - سایه در روزست جستن قاعده  ** در شب ابری تو سایهجو شده 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Şarap, gıda için halka helâldir ama sevgiyi dileyenlere haramdır.
 
		    - گر حلال آمد پی قوت عوام  ** طالبان دوست را آمد حرام 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
	         
		 
		 
		    
		    - Âşıkların şarabi gönül kanidir.Onların gözleri yolda,konaktadır.   3485
 
		    - عاشقان را باده خون دل بود  ** چشمشان بر راه و بر منزل بود 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Böyle bir korkunç çölde bu akıl kılavuzu, tutulup kalıt.
 
		    - در چنین راه بیابان مخوف  ** این قلاوز خرد با صد کسوف 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Sen de kılavuzları gözetirsen kervanı helak eder, yolu yitirirsin.
 
		    - خاک در چشم قلاوزان زنی  ** کاروان را هالک و گمره کنی 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Arpa ekmeği bile hakikaten haramdır.Nefsin önüne kepekle karşılık ekmek koy.
 
		    - نان جو حقا حرامست و فسوس  ** نفس را در پیش نه نان سبوس 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Tanrı yolunun düşmanını hor tut.Hırsızı mimbere çıkarma,dara çek.
 
		    - دشمن راه خدا را خوار دار  ** دزد را منبر منه بر دار دار 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
	         
		 
		 
		    
		    - Hırsızın elini kes. Kesmekten âcizsen hiç olmazsa bağla.   3490
 
		    - دزد را تو دست ببریدن پسند  ** از بریدن عاجزی دستش ببند 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Seti, onun elini bağlamazsan o,senin elini bağlar. Sen, onun ayağını kırmazsan o,senin ayağını kırar.
 
		    - گر نبندی دست او دست تو بست  ** گر تو پایش نشکنی پایت شکست 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Halbuki sen, düşmana şarap ve şeker kamışı veriyorsun. Niçin?Ona zehir gibi gül, taş ve desene!
 
		    - تو عدو را می دهی و نیشکر  ** بهر چه گو زهر خند و خاک خور 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Zahit, gayrete gelip testiye bir taş attı, kırdı. Köle de testiyi elinden atıp zahitten kaçtı.
 
		    - زد ز غیرت بر سبو سنگ و شکست  ** او سبو انداخت و از زاهد بجست 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Beyin yanına gidince bey,şarap nerde? dedi. Köle birbir macerayı anlattı.
 
		    - رفت پیش میر و گفتش باده کو  ** ماجرا را گفت یک یک پیش او 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
	      
	       
	      
	       
	      
	       
	      
		  
		  
	      
		  
		  - Emîrin, zahidi tedip için şiddetle gitmesi
 
		  - رفتن امیر خشمآلود برای گوشمال زاهد 
 
	       
	      
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
	         
		 
		 
		    
		    - Bey, ateşe döndü, hemen yerinden doğruldu, bana o zahidin evi nerde? Göster dedi.    3495
 
		    - میر چون آتش شد و برجست راست  ** گفت بنما خانهی زاهد کجاست 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Göster de şu ağır gürzle kafasını ezeyim. O kahpe oğlunun akılsız kellesini kırayım.
 
		    - تا بدین گرز گران کوبم سرش  ** آن سر بیدانش مادرغرش 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - O,köpekliğinden doğru yolu göstermeyi ne bilir?O,ancak şöhret âşıkı.
 
		    - او چه داند امر معروف از سگی  ** طالب معروفی است و شهرگی 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Bu yobazlık, bu riya ile kendisine bir mevki yapmak, bir şey bahane ederek kendini göstermek istiyor.
 
		    - تا بدین سالوس خود را جا کند  ** تا به چیزی خویشتن پیدا کند 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Onun, şuna buna riya yapmaktan başka hiçbir hüneri yok.
 
		    - کو ندارد خود هنر الا همان  ** که تسلس میکند با این و آن 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
	         
		 
		 
		    
		    - Deliyse,fitne çıkarmak istiyorsa delinin ilâcı,öküz aletinden yapılma kamçıdır.   3500
 
		    - او اگر دیوانه است و فتنهکاو  ** داروی دیوانه باشد کیر گاو 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Vurmalı kerataya da kafasındaki Şeytan çıksın. Eşekçiler, nodullamadıkça eşek gider mi hiç?
 
		    - تا که شیطان از سرش بیرون رود  ** بیلت خربندگان خر چون رود 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Bey, eline bir topuz alıp sokağa çıktı. Gece yarısı yarı sarhoş bir halde geldi, zahidin evine girdi.
 
		    - میر بیرون جست دبوسی بدست  ** نیم شب آمد به زاهد نیممست 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Kızgınlıkla zahidi öldürmek niyetindeydi. Zahit, evde bulunan yünlerin altına girip gizlendi.
 
		    - خواست کشتن مرد زاهد را ز خشم  ** مرد زاهد گشت پنهان زیر پشم 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Zahit, beyin sözlerini yün bükenlerin yünleri altına gizlenmiş, işitiyordu.
 
		    - مرد زاهد میشنید از میر آن  ** زیر پشم آن رسنتابان نهان 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
	         
		 
		 
		    
		    - Orada kendi kendine dedi ki: Adamın çirkinliğini, yüzüne karşı ancak ayna söyliyebilir, çünkü onun yüzü serttir.   3505
 
		    - گفت در رو گفتن زشتی مرد  ** آینه تاند که رو را سخت کرد 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Ayna gibi demirden bir yüz gerek ki sana çirkin yüzüne bak desin.
 
		    - روی باید آینهوار آهنین  ** تات گوید روی زشت خود ببین 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
	      
	       
	      
	       
	      
	       
	      
		  
		  
	      
		  
		  - Delkak'ın, Seyyid Şah-ı Tirmiz'i mat etmesi
 
		  - حکایت مات کردن دلقک سید شاه ترمد را