- Halbuki sen, düşmana şarap ve şeker kamışı veriyorsun. Niçin?Ona zehir gibi gül, taş ve desene!
- تو عدو را می دهی و نیشکر  ** بهر چه گو زهر خند و خاک خور 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Zahit, gayrete gelip testiye bir taş attı, kırdı. Köle de testiyi elinden atıp zahitten kaçtı.
- زد ز غیرت بر سبو سنگ و شکست  ** او سبو انداخت و از زاهد بجست 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Beyin yanına gidince bey,şarap nerde? dedi. Köle birbir macerayı anlattı.
- رفت پیش میر و گفتش باده کو  ** ماجرا را گفت یک یک پیش او 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
	      
	       
	      
	       
	      
	       
	      
		  
		  
	      
		  
		  - Emîrin, zahidi tedip için şiddetle gitmesi
- رفتن امیر خشمآلود برای گوشمال زاهد 
 
	      
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
	         
		 
		 
		    
		    - Bey, ateşe döndü, hemen yerinden doğruldu, bana o zahidin evi nerde? Göster dedi.    3495
- میر چون آتش شد و برجست راست  ** گفت بنما خانهی زاهد کجاست 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Göster de şu ağır gürzle kafasını ezeyim. O kahpe oğlunun akılsız kellesini kırayım.
- تا بدین گرز گران کوبم سرش  ** آن سر بیدانش مادرغرش 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - O,köpekliğinden doğru yolu göstermeyi ne bilir?O,ancak şöhret âşıkı.
- او چه داند امر معروف از سگی  ** طالب معروفی است و شهرگی 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Bu yobazlık, bu riya ile kendisine bir mevki yapmak, bir şey bahane ederek kendini göstermek istiyor.
- تا بدین سالوس خود را جا کند  ** تا به چیزی خویشتن پیدا کند 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Onun, şuna buna riya yapmaktan başka hiçbir hüneri yok.
- کو ندارد خود هنر الا همان  ** که تسلس میکند با این و آن 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
	         
		 
		 
		    
		    - Deliyse,fitne çıkarmak istiyorsa delinin ilâcı,öküz aletinden yapılma kamçıdır.   3500
- او اگر دیوانه است و فتنهکاو  ** داروی دیوانه باشد کیر گاو 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Vurmalı kerataya da kafasındaki Şeytan çıksın. Eşekçiler, nodullamadıkça eşek gider mi hiç?
- تا که شیطان از سرش بیرون رود  ** بیلت خربندگان خر چون رود 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Bey, eline bir topuz alıp sokağa çıktı. Gece yarısı yarı sarhoş bir halde geldi, zahidin evine girdi.
- میر بیرون جست دبوسی بدست  ** نیم شب آمد به زاهد نیممست 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Kızgınlıkla zahidi öldürmek niyetindeydi. Zahit, evde bulunan yünlerin altına girip gizlendi.
- خواست کشتن مرد زاهد را ز خشم  ** مرد زاهد گشت پنهان زیر پشم 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Zahit, beyin sözlerini yün bükenlerin yünleri altına gizlenmiş, işitiyordu.
- مرد زاهد میشنید از میر آن  ** زیر پشم آن رسنتابان نهان 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
	         
		 
		 
		    
		    - Orada kendi kendine dedi ki: Adamın çirkinliğini, yüzüne karşı ancak ayna söyliyebilir, çünkü onun yüzü serttir.   3505
- گفت در رو گفتن زشتی مرد  ** آینه تاند که رو را سخت کرد 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Ayna gibi demirden bir yüz gerek ki sana çirkin yüzüne bak desin.
- روی باید آینهوار آهنین  ** تات گوید روی زشت خود ببین 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
	      
	       
	      
	       
	      
	       
	      
		  
		  
	      
		  
		  - Delkak'ın, Seyyid Şah-ı Tirmiz'i mat etmesi
- حکایت مات کردن دلقک سید شاه ترمد را 
 
	      
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Padişah, Delkak'le satranç oynardı. Delkak, padişahı mat etti mi padişah, derhal kızardı.
- شاه با دلقک همی شطرنج باخت  ** مات کردش زود خشم شه بتاخت 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Bunu kibrine yediremez, tu Allah müstehakını versin diye satranç taşlarını birer birer Delkak'in başına vururdu.
- گفت شه شه و آن شه کبرآورش  ** یک یک از شطرنج میزد بر سرش 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Al, işte şahın bu senin bu kaltaban derdi. Delkak, aman padişahım der, sabrederdi.
- که بگیر اینک شهت ای قلتبان  ** صبر کرد آن دلقک و گفت الامان 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
	         
		 
		 
		    
		    - Bir gün, yine padişah mat oldu. Bir oyun daha oynamalarını emretti. Delkak, zemheride çıplak kalmış adam gibi tirtir titriyordu.   3510
- دست دیگر باختن فرمود میر  ** او چنان لرزان که عور از زمهریر 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Bir oyun daha oynadı, yine padişah yutuldu. Tu Allah müstehakını versin zamanı gelince,
- باخت دست دیگر و شه مات شد  ** وقت شه شه گفتن و میقات شد 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Delkak, sıçradı, bir köşeye kaçtı; korkusundan altı tane halının altına girdi.
- بر جهید آن دلقک و در کنج رفت  ** شش نمد بر خود فکند از بیم تفت 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Yastıklarla o altı halının altına gizlenip padişahın .satranç taşlarından aman buldu.
- زیر بالشها و زیر شش نمد  ** خفت پنهان تا ز زخم شه رهد 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Padişah, ne yapıyorsun, bu ne? deyince, padişahım dedi. Tu Allah müstehakını versin!
- گفت شه هی هی چه کردی چیست این  ** گفت شه شه شه شه ای شاه گزین 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
	         
		 
		 
		    
		    - Ateşler püskürüyorsun. Senin gibi öfkeci bir padişaha döşeme altından başka bir yerde doğru söz söylenebilir mi?   3515
- کی توان حق گفت جز زیر لحاف  ** با تو ای خشمآور آتشسجاف 
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Sen mat oldun ama ben de şahın çarpmasından mat oluyorum. Onun için halıların altından Tu Allah müstehakını versin diyorum!
- ای تو مات و من ز زخم شاه مات  ** میزنم شه شه به زیر رختهات