English    Türkçe    فارسی   

5
3607-3631

  • Zamana bağlı olan, ecele kadar durur, öbürüyse, ebediyete dost, ezele eştir.
  • Bir adı iki devlet sahibidir, bir sıfatı iki kıble imamı.
  • Ona ne halvetin lüzumu vardır, ne çilenin. Hiçbir bulut, onu örtemez.
  • Halvet yurdu, güneş değirmisidir, artık ona nasıl olur da yabancı gece, perde kesilir? 3610
  • Hastalık ve perhiz zamanı geçti, buhran kalmadı. Küfür, iman oldu, küfran kalmadı.
  • Elif gibi, doğruluğu yüzünden öne geçmiştir. Onda kendi sıfatlarından hiçbir şey kalmamıştır.
  • Kendi huylarından çıkmış tek olmuş... canı, canına can katan sevgiliyse çırçıplak bir hale gelmiştir.
  • O tek ve benzersiz, eşsiz örneksiz padişahın huzuruna çırçıplak gidince padişah, ona kendi kutlu sıfatlarından bir elbise giydirmiştir.
  • Padişahın sıfatlarından bir elbiseye bürünmüş, kuyudan mevki ve ikbal sayvanının üstüne uçmuştur. 3615
  • Tortulu bir şey saf oldu mu böyle olur. Tıpkı onun gibi o da tasın dibinden üstüne çıkmıştır.
  • Tasın dibindeyken tortuluydu, toprak cüzülerı, ona karışmış, o şomluk onu bulandırmıştı.
  • Hiç de hoş olmayan dost, onun kolunu kanadını bağlamıştı. Fakat o, aslında yüceydi.
  • "Yeryüzüne inin" sesi gelince onu Harut gibi baş aşağı asakodu.
  • Harut, gökteki meleklerdendi, bir azar yüzünden öylece asılı kaldı. 3620
  • Baş aşağı asılı kalmasının sebebi, baştan çıkması, kendisini baş sanması ve yalnızca öne geçmeye kalkışmasıydı.
  • Sepet, kendisini suyla dolu görünce nazlandı, istiğnaya girişti de sudan çekildi hani.
  • Fakat ciğerinde bir katrecik suyu bile kalmadı. Bunun üzerine deniz, acıdı da onu tekrar davet etti.
  • Denizden sebepsiz bir hizmet karşılığı olmaksızın rahmet gelir. Bu, ne kutlu andır.
  • Tanrı hakkı için denizin etrafında dönüp dolaşmak, denizde gezenlerin yüzleri, sarı olsa bile aldırış etmemek gerek. 3625
  • Denizin etrafında dönüp dolaşmak ki Tanrı’nın lûtfu, bağışlaması gelip çatıversin de sararmış yüz, bir mücevher bularak kızarsın.
  • Yüzün sarı rengi, renklerin en iyisidir. Çünkü o yüze kavuşmayı beklemektedir.
  • Fakat bir adamın yüzünde parlayıp duran kırmızılık, o adamın canının, bulunduğuna kani olmasındandır.
  • Halbuki insanı zayıflatan, alçaltan, sarartıp solduran tamahtır. Bu solgunluk ve arıklık, bedene ait illetlerden değildir.
  • Hastalıksız bir sarı yüz görse Calinas'un bile aklı şaşar. 3630
  • Fakat tamahı bağladın mı Tanrı nurlarına dalarsın. Mustafa, bunun için "Tamaha düşenin nefsi alçalır" demiştir.