Konuk gitmede, ova, konuğun miriyle cennet gibi aydınlanmadaydı.
میشد و صحرا ز نور شمع مرد ** چون بهشت از ظلمت شب گشته فرد
Adam, bundan sonra bu işin derdinden utancından evini konuk evi haline soktu.
کرد مهمان خانه خانهی خویش را ** از غم و از خجلت این ماجرا
Fakat kadının gönlünde de, erkeğin gönlünde de o konuğun hayali, her an derdi ki:
در درون هر دو از راه نهان ** هر زمان گفتی خیال میهمان
Ben, Hızır'ın dostuyum size yüzlerce cömertlik hazinesi saçacaktım, fakat ne yapayım? Kısmetiniz değilmiş!3675
که منم یار خضر صد گنج و جود ** میفشاندم لیک روزیتان نبود
Her gün, gönüle gelen düşünce o gün, sabah çağı gelen konuğa benzer, ev sahibine hükmeder, huysuzlukta bulunur. Ev sahibi olmanın şanı, konuğu görüp gözetmek, ağırlamak ve nazını çekmektir.
تمثیل فکر هر روزینه کی اندر دل آید به مهمان نو کی از اول روز در خانه فرود آید و فضیلت مهماننوازی و ناز مهمان کشیدن و تحکم و بدخویی کند به خداوند خانه
Konuk evine her gün nasıl bir yüce konuk gelirse onun gibi her an da sana bir fikir gelir.
هر دمی فکری چو مهمان عزیز ** آید اندر سینهات هر روز نیز
Canım, fikri bir adam say. Çünkü adam, fikirle değerlidir, fikirle diridir.
فکر را ای جان به جای شخص دان ** زانک شخص از فکر دارد قدر و جان
Gam fikri, neşe yolunu vurursa gam yeme. O, hakikatte başka neşeler hazırlamadadır.
فکر غم گر راه شادی میزند ** کارسازیهای شادی میکند
O, hayrın aslından yeni bir sevinç, yeni bir neşe gelsin diye evi, başkalarından sıkıca süpürür.
خانه میروبد به تندی او ز غیر ** تا در آید شادی نو ز اصل خیر
Gönül dalındaki sararmış, kurumuş yaprakları ayırır, daldan yeni ve yeşil yapraklar bitmesine yardım eder.3680
میفشاند برگ زرد از شاخ دل ** تا بروید برگ سبز متصل
Bu âlemden öte bir âleme yeni bir zevk gelsin diye eski sevinci, kökünden çeker, çıkarır.
میکند بیخ سرور کهنه را ** تا خرامد ذوق نو از ما ورا
Gam, üstü dallarla yapraklarla örtülü yeni kökü bitirsin diye çürümüş, porsumuş olan eski kökü yerinden söküp çıkarır.
غم کند بیخ کژ پوسیده را ** تا نماید بیخ رو پوشیده را
Gam, gönülden neyi döker, yahut koparırsa karşılık olarak mutlaka daha iyisini verir.
غم ز دل هر چه بریزد یا برد ** در عوض حقا که بهتر آورد
Hele derdin, gamın, yakın ehline kul olduğunu iyice bilene daha fazla lütuf tarda bulunur.
خاصه آن را که یقینش باشد این ** که بود غم بندهی اهل یقین
Bulutla şimşek, asık suratlılık, ekşi yüzlülük göstermese asma yaprağı, doğuya benzeyen gülümsemelerini gösterir mi hiç?3685
گر ترشرویی نیارد ابر و برق ** رز بسوزد از تبسمهای شرق
Kutluluk, kutsuzluk, gönlüne gelir, konuklar. Bunlar, evden eve giden yıldızlara benzerler.
سعد و نحس اندر دلت مهمان شود ** چون ستاره خانه خانه میرود
Senin burcunda konakladı mı onun talihi gibi sen de tatlı bir hale, gel, çevikleş.
آن زمان که او مقیم برج تست ** باش همچون طالعش شیرین و چست
Böyle hareket et de o yıldız, aya gitti, ulaştı mı o gönül sultanına senden şükür etsin.
تا که با مه چون شود او متصل ** شکر گوید از تو با سلطان دل
Sabırlı ve her şeye razı olan Eyyub, tam yedi yıl Tanrı konuğunu, belâyı hoş tuttu.
هفت سال ایوب با صبر و رضا ** در بلا خوش بود با ضیف خدا
O sert ve yüzü pek âlâ da Tann'ya dönünce ondan yüzlerce çeşit şükürlerde bulundu da,3690
تا چو وا گردد بلای سخترو ** پیش حق گوید به صدگون شکر او
Dedi ki: Eyyub, ben sevgililerini öldürdüğüm halde sevgisinden bir kere bile yüzünü çevirmedi.
کز محبت با من محبوب کش ** رو نکرد ایوب یک لحظه ترش
Tanrı bilgisine vefakârlıkta bulundu, utancından belâ ile âdeta sütle bal gibi kaynaştı, karıştı.
از وفا و خجلت علم خدا ** بود چون شیر و عسل او با بلا
Senin de gönlüne yeniden yeniye belâlar geldikçe o belâları güle güle karşıla.
فکر در سینه در آید نو به نو ** خند خندان پیش او تو باز رو
Ey yaradanım, beni o belânın şerrinden sakla bekle. O yüzden gelecek ihsanları bana haram etme, beni o lûtuflara kavuştur.
که اعذنی خالقی من شره ** لا تحرمنی انل من بره
Rabbim, uğradığım belâlara karşı lütfet de şükredeyim, geçip giderse ona hasret çekmeyeyim de.3695
رب اوزعنی لشکر ما اری ** لا تعقب حسرة لی ان مضی
O suratı asık derdi koru. O acılığı şeker gibi tatlı say.
آن ضمیر رو ترش را پاسدار ** آن ترش را چون شکر شیرین شمار