- Çırılçıplak savaşa girdim, okların önüne gittim, belki birisi gelir saplanır dedim.
- تن برهنه میشدم در پیش تیر ** تا یکی تیری خورم من جایگیر
- Fakat boğaza, yahut can alacak bir yere ok isabeti, devlet sahibi bir şehitten başkasına nasip olmuyor.
- تیر خوردن بر گلو یا مقتلی ** در نیابد جز شهیدی مقبلی
- Vücudumda yaralanmadık bir tek yer yok. Bedenim, oktan kalbur gibi delik deşik oldu.
- بر تنم یک جایگه بیزخم نیست ** این تنم از تیر چون پرویز نیست
- Fakat bu ne yiğitlik, ne de zekâ işi. Baht işi bu, Bir türlü can alacak bir yerime ok isabet etmedi.
- لیک بر مقتل نیامد تیرها ** کار بخت است این نه جلدی و دها
- Şehitliğin kısmet olmadığını anlayınca halvete gittim, çileye girdim. 3785
- چون شهیدی روزی جانم نبود ** رفتم اندر خلوت و در چله زود
- Kendimi büyük savaşa attım, riyazata, zayıflamaya koyuldum.
- در جهاد اکبر افکندم بدن ** در ریاضت کردن و لاغر شدن
- Halvetteyken kulağıma gazilerin savaşa giderken çaldıkları davul sesleri geldi.
- بانگ طبل غازیان آمد به گوش ** که خرامیدند جیش غزوکوش
- Sabah çağıydı, can kulağımla duydum, nefsim, içimden seslendi.
- نفس از باطن مرا آواز داد ** که به گوش حس شنیدم بامداد
- Kalk, savaş zamanı geldi, yürü. Kendini savaşa at.
- خیز هنگام غزا آمد برو ** خویش را در غزو کردن کن گرو
- Dedim ki: Ey vefasız habis nefis, savaşa meyletme nerde, sen nerdesin? 3790
- گفتم ای نفس خبیث بیوفا ** از کجا میل غزا تو از کجا
- Ey nefis, doğru söyle, bu hilebazlık, nedir? Yoksa şehvete düşkün nefis, ibadete yanaşmaz bile.
- راست گوی ای نفس کین حیلتگریست ** ورنه نفس شهوت از طاعت بریست
- Doğru söylemezsen üstüne saldırır, seni riyazatla adamakıllı sıkar, sıkıştırırım.
- گر نگویی راست حمله آرمت ** در ریاضت سختتر افشارمت
- O anda nefsim, içimden seslendi, dilsiz, ağızsız, fasih bir surette söz söylemekteydi:
- نفس بانگ آورد آن دم از درون ** با فصاحت بیدهان اندر فسون
- Beni her gün burada öldürüp duruyorsun. Canıma, kâfirlere yapılan eziyetleri yapıyorsun.
- که مرا هر روز اینجا میکشی ** جان من چون جان گبران میکشی
- Kimsenin halimden haberi yok.. Sen, beni uykusuz, yemeksiz öldürüp durmadasın. 3795
- هیچ کس را نیست از حالم خبر ** که مرا تو میکشی بیخواب و خور
- Bari savaşta bir yarayla şu bedenden kurtulurum da halk da erliğimi, fedakârlığımı görür.
- در غزا بجهم به یک زخم از بدن ** خلق بیند مردی و ایثار من
- Dedim ki: A nefisceğiz, hem münafık olarak yaşamadasın, hem münafıkça ölmedesin, nesin sen?
- گفتم ای نفسک منافق زیستی ** هم منافق میمری تو چیستی
- İki âlemde de mürai imişsin, iki âlemde de hiçbir şeye yaramazmışsın meğer.
- در دو عالم تو مرایی بودهای ** در دو عالم تو چنین بیهودهای
- Bu beden sağ oldukça halvetten çıkmamayı nezrettim.
- نذر کردم که ز خلوت هیچ من ** سر برون نارم چو زندهست این بدن
- Çünkü bu beden, halvette ne yaparsa kadına, erkeğe görünmek için yapmaz. 3800
- زانک در خلوت هر آنچ تن کند ** نه از برای روی مرد و زن کند
- Halvetteki hareketi de ancak Tanrı içindir, huzuru ve sükûnu da. Orada niyetinde başka bir şey bulunamaz.
- جنبش و آرامش اندر خلوتش ** جز برای حق نباشد نیتش
- Bu büyük savaştır, o küçük savaş. Her ikisi de Haydar'la Rüstem'in harcıdır.
- این جهاد اکبرست آن اصغرست ** هر دو کار رستمست و حیدرست
- Öyle bir farenin kıpırdamasiyle uçup gidecek akıl sahibinin harcı değil!
- کار آن کس نیست کو را عقل و هوش ** پرد از تن چون بجنبد دنب موش
- O çeşit adama kanlar gibi savaştan, kılıçtan uzak durmak gerek.
- آن چنان کس را بباید چون زنان ** دور بودن از مصاف و از سنان
- O da sofi, bu da. Yazık o sofiye! O, bir iğneyle ölmede, bu kılıçlara karşı durmada. 3805
- صوفیی آن صوفیی این اینت حیف ** آن ز سوزن کشته این را طعمه سیف