English    Türkçe    فارسی   

5
3899-3923

  • O güzelim perdelerden sesleri erişir: Ey bizden gafil olan, hadi, çabuk yücel!
  • Kadının canı da kıyamet gününü bekler, erkeğin canı da. Bu âlemde emeklemen nedir ki? Daha çabuk adım at. 3900
  • O er, o yalancı sabah yüzünden yolunu kaybetti de sinek gibi ayran kabına. düştü işte.
  • Başkomutanın, yaptığı cinayetten pişman olarak o halayıkcağıza, bu işi Halifeye söylememesi için ant vermesi
  • Birkaç gün murat alıp murat verdiler. Fakat sonra o büyük suçtan pişman oldu.
  • Ey güneş yüzlü, bu işe dair Halifeye bir şey söyleme diye cariyeye yemin verdi.
  • Halife cariyeyi görünce sarhoş oldu, onun tası da damdan düştü.
  • Onu, övdüklerinin yüz misli güzel buldu. Hiç görme, işitmeye benzer mi? 3905
  • Övme, akıl kulağı için bir tasvirdir. Fakat suret, bil ki gözün harcıdır, kulağın değil.
  • Birisi, bilir bir adama sordu: A sözü güzel er, hak nedir, bâtıl ne?
  • O er, adamın kulağını tutup bu bâtıldır dedi, gözse haktır onun her şeye yakîni vardır.
  • O, yani duymak, buna nispetle bâtıldır. emin kişi, sözlerin çoğu da nispetten ibarettir.
  • Yarasa güneşten gizlenir, perde ardına girerse güneşin hayalinden gizlenmiş değildir. 3910
  • Korku, ona bir hayal verir. İşte o hayal, onu karanlığa çeker.
  • Nur hayali, onu korkutur da karanlık gecelere sarılmasına sebep olur.
  • Sen, düşmanın hayali ve tasavvuru yüzünden sevgiliye ve dosta sarılmışsındır.
  • Ey Musa sana keşfedilen tecelli nurları, dağa vurdu. Fakat o hayaller kuran dağ, senin hakikatinin ziyasına tahammül edemedi.
  • Kendine gel de hayaline kabiliyetim var diye gururlanma, bu yoldan hakikate ulaşacağını umma. 3915
  • Savaş hayalinden kimse korkmaz. Savaştan önce yiğitlik yoktur; bunu bil, kâfi.
  • Puşt da, savaş hayaline kapılır, aklından Rüstemler gibi yiğitlikler geçirir.
  • Hamam duvarına yapılan Rüstem resmine her ham kişi saldırabilir.
  • Fakat duymadan meydana gelen bu hayal, göz önüne geldi mi puşt kim oluyor? Rüstem bile âciz kalır.
  • Çalış da o duyduğun şeyi gör. Bâtıl olan hak olsun. 3920
  • Ondan sonra kulağın, göz tabiatını kazanır. Bir yün yumağı gibi olan kulakların, göz kesilir.
  • Hattâ bütün bedenin aynaya döner. Her tarafın göz ve gönül haline gelir.
  • Kulak, bir hayal meydana getirir, o hayal de O güzelliğin vuslatına miyancıdır.