English    Türkçe    فارسی   

5
423-447

  • Solunda cihanı yakıp yandıran müthiş bir ateş, sağında güzelim bir ırmak.
  • Bir kısım halk o ateşe el atmış, bir kısım halkta o kevsere ulaşacağından neşeli ve sarhoş.
  • Fakat bu, her kötü kişiyle her bahtı yaver olanı şaşırtacak pek aykırı ve acayip bir oyundu. 425
  • Kim o ateşe, kıvılcıma atılıyorsa öbür yandaki sudan baş çıkarıyordu.
  • Kim suya atılıyorsa derhal kendisini ateş içinde buluyordu.
  • Kim sağ yana gidiyor, o güzelim suya dalıyorsa sol taraftaki ateş içinden baş göstermedeydi.
  • Sol yandaki ateşe dalansa sağ yandan çıkmaktaydı.
  • Bunun sırrını pek az kişi anlıyor, hasılı o ateşe pek az kişi atlıyordu. 430
  • Ancak başına devlet saçısı saçılan, suyu bırakıp ateşe kaçıyordu.
  • Halk eldeki hazır zevki mabut edinmiştir. Hulâsa halk, bu oyunu kaybetmiş, bu oyunda zarar girmiştir.
  • Bölük, bölük saf, saf hırslarına uyanlar, ateşten çekinmede, suya kaçmada.
  • Fakat suya dalan, ateşten baş göstermede. Ey hakikatten haberi olmayan, ibret al, ibret!
  • Ateş, ey bön ahmaklar, ben ateş değilim, makbul bir kaynağım. 435
  • A gözsüzler sizin gözünüzü bağlamışlar. Bana gelin, kıvılcımlarımdan kaçmayın.
  • Ey Halil burada ne kıvılcım vardır, ne duman. Bu görünen şey, ancak Nemrud’un büyüsü, hilesi demekteydi.
  • Sen de Halil gibi akıllıysan ateş senin soyundur, sen bir pervanesin.
  • Pervanenin canı keşke binlerce kanadım olsaydı da,
  • Mahrem olmayanların körlüklerine rağmen amansız bir surette ateşlere yansaydı. 440
  • Bilgisiz kişi, eşekliğinden bana acır, bense bilgi ve görgü sahibi olduğumdan ona acırım diye bağırıp durur.
  • Hele şu suların bile canı olan ateş yok mu? Pervanenin işi bizim işimizin aksi.
  • O nur görür ateşe atılır, gönül de ateş görür, nura dalar.
  • Ulu Allah’nın, Halil evladı kimdir, göresin diye böyle oyunları vardır.
  • Ateşe su şeklini vermişler, ateşin içinde de bir kaynaktır coşturmuşlardır. 445
  • Bir büyücü büyüsüyle bir topluluk içinde pirinçle dolu sahanı, akreplerle dolu gösterir.
  • Evi, büyüsü ve nefesiyle akreplerle dolmuş gösterir ama onlar, sahici akrep değildir ki.