English    Türkçe    فارسی   

5
434-458

  • Fakat suya dalan, ateşten baş göstermede. Ey hakikatten haberi olmayan, ibret al, ibret!
  • Ateş, ey bön ahmaklar, ben ateş değilim, makbul bir kaynağım. 435
  • A gözsüzler sizin gözünüzü bağlamışlar. Bana gelin, kıvılcımlarımdan kaçmayın.
  • Ey Halil burada ne kıvılcım vardır, ne duman. Bu görünen şey, ancak Nemrud’un büyüsü, hilesi demekteydi.
  • Sen de Halil gibi akıllıysan ateş senin soyundur, sen bir pervanesin.
  • Pervanenin canı keşke binlerce kanadım olsaydı da,
  • Mahrem olmayanların körlüklerine rağmen amansız bir surette ateşlere yansaydı. 440
  • Bilgisiz kişi, eşekliğinden bana acır, bense bilgi ve görgü sahibi olduğumdan ona acırım diye bağırıp durur.
  • Hele şu suların bile canı olan ateş yok mu? Pervanenin işi bizim işimizin aksi.
  • O nur görür ateşe atılır, gönül de ateş görür, nura dalar.
  • Ulu Allah’nın, Halil evladı kimdir, göresin diye böyle oyunları vardır.
  • Ateşe su şeklini vermişler, ateşin içinde de bir kaynaktır coşturmuşlardır. 445
  • Bir büyücü büyüsüyle bir topluluk içinde pirinçle dolu sahanı, akreplerle dolu gösterir.
  • Evi, büyüsü ve nefesiyle akreplerle dolmuş gösterir ama onlar, sahici akrep değildir ki.
  • Büyücü bunun gibi yüzlerce hüner gösterdikten sonra artık düşün, büyücüyü yaratan, neler yapmaz?
  • Hasılı Allah büyüsü ile zaman, zaman nice kişiler, karı gibi alta yatmışlardır!
  • Büyücüler ona kuldur, köledir. Hepsi de yont kuşu gibi tuzağa düşmüşlerdir. 450
  • Kendine gel de dalgalara benzer hilelerin nasıl baş aşağı olduğunu Kuran’ı okuyup anla, sihri halali gör.
  • Ben Firavun değilim ki Nil’e gideyim. Ben, Halil gibi ateşe giderim.
  • O ateş değildir, duru bir sudur. Halbuki öbürü hileyle ateş gibi bir su görünmededir.
  • İyi şeyleri caiz gören o Peygamber, ne de güzel söyledi: Bir zerre aklın oruçtan da yeğdir, namazdan da.
  • Çünkü, aklın cevherdir, bu ikisiyse araz. Bu ikisi, yani namaz ve oruç, onun tam olmasıyla farz olur. 455
  • Bu suretle de o aynanın cilalanması, ibadetle gönlün arınması mümkün olur.
  • Fakat ayna aslından bozuksa onu cilalamak güçtür, zor cilalanır.
  • Cilalanabilecek seçilmiş aynaysa az bir cila ile parlar, azıcık bir cila ona kafidir.
  • Mutezile, akıllar esasen birdir, buçukluk azlık, bilgiden, uğraşmadan ve sınamadan meydana gelir derler. Onların hilafına olarak akılların, yaradılışta birbirine uygun olmaması