گریهی اخوان یوسف حیلتست ** که درونشان پر ز رشک و علتست
Köpeği açlıktan ölen ve dağarcığı ekmekle dolu olduğu halde köpeğine bir lokma bile vermeyip de ölümüne ağlıyan, şiirler söyliyen, başına yüzüne vuran Arap
حکایت آن اعرابی کی سگ او از گرسنگی میمرد و انبان او پر نان و بر سگ نوحه میکرد و شعر میگفت و میگریست و سر و رو میزد و دریغش میآمد لقمهای از انبان به سگ دادن
Arab’ın birinin köpeği ölmek üzereydi. Arap yağmur gibi gözyaşı dökmede, başıma ne dertler geldi demedeydi.
آن سگی میمرد و گریان آن عرب ** اشک میبارید و میگفت ای کرب
Bir dilenci geçiyordu. Dedi ki: Niye ağlıyorsun? Kimin için feryat ve figan ediyorsun?
سایلی بگذشت و گفت این گریه چیست ** نوحه و زاری تو از بهر کیست
Arap bir köpeğim vardı dedi, pek iyi huyluydu. İşte şuracıkta yol üstünde ölüyor.
گفت در ملکم سگی بد نیکخو ** نک همیمیرد میان راه او
Gündüz avcımdı, gece bekçim. Gözü pekti, avı hemen yakalardı. Hırsızı derhal kovardı.480
روز صیادم بد و شب پاسبان ** تیزچشم و صیدگیر و دزدران
Adam derdi ne yaralandı mı? Diye sordu. Arap, hayır dedi, açlık onu bu hale getirdi.
گفت رنجش چیست زخمی خورده است ** گفت جوع الکلب زارش کرده است
Adam, bu derde, bu mihnete sabret dedi, Allah, sabredenlere karşılık ihsanda bulunur.
گفت صبری کن برین رنج و حرض ** صابران را فضل حق بخشد عوض
Ondan sonra dedi ki: Ey hür kişi, elindeki şu dolu dağarcıkta ne var?
بعد از آن گفتش کای سالار حر ** چیست اندر دستت این انبان پر
Arap, dün akşamdan artan ekmeğim, azığım. Bedeni kuvvetlendirmek için taşımaktayım dedi.
گفت نان و زاد و لوت دوش من ** میکشانم بهر تقویت بدن
Adam dedi ki: Neden o köpeğe ekmek yemek vermedin? Arap o kadar merhametim yok. 485
گفت چون ندهی بدان سگ نان و زاد ** گفت تا این حد ندارم مهر و داد
Yolda parasız ekmek ele geçmez. Fakat gözyaşı bedava dedi.
دست ناید بیدرم در راه نان ** لیک هست آب دو دیده رایگان
Adam, a havayla dolu kırba, toprak başına! Demek ki sence ekmek, gözyaşından daha iyi ha?
گفت خاکت بر سر ای پر باد مشک ** که لب نان پیش تو بهتر ز اشک
Gözyaşı, kandır, dertle su haline gelir. Topraktan meydana gelen ekmek, beyhude kan dökmeye değmez dedi.
اشک خونست و به غم آبی شده ** مینیرزد خاک خون بیهده
Arap, iblis gibi bütün vücudunu hor hakir bir hale getirmişti. Bu bütünün parçası, anacak aşağılık ve bayağı bir şeydir.
کل خود را خوار کرد او چون بلیس ** پارهی این کل نباشد جز خسیس
Ben varlığını o ihsan ve cömertlik sahibinden başkasına satmayana kul, köle olayım. 490
من غلام آنک نفروشد وجود ** جز بدان سلطان با افضال و جود
O ağlarsa gökyüzü de ağlar. O feryat ederse gökyüzü de Yarabbi demeye başlar.
چون بگرید آسمان گریان شود ** چون بنالد چرخ یا رب خوان شود
Ben o himmet sahibi bakıra kul, köle olayım ki kimyadan başka bir şeye eğilmez.
من غلام آن مس همتپرست ** کو به غیر کیمیا نارد شکست
Dua ederken Allah’ya sınık bir halde el kaldır. Allah’nın merhamet ve ihsanı, sınık kişiye doğru uçar.
دست اشکسته برآور در دعا ** سوی اشکسته پرد فضل خدا
Bu daracık kuyudan kurtulmak istiyorsan durmadan ateşe yüz çevir kardeş.
گر رهایی بایدت زین چاه تنگ ** ای برادر رو بر آذر بیدرنگ
Allah’nın hilesini gör, kendi hileni bırak. Ey hilesine karşı hilebazların bile utanıp şaşırdıkları Allahm!495
مکر حق را بین و مکر خود بهل ** ای ز مکرش مکر مکاران خجل
Hilen Allah’nın hilesinde yok oldu mu kendine şaşılacak bu pusu elde edersin.
چونک مکرت شد فنای مکر رب ** برگشایی یک کمینی بوالعجب
Öyle bir pusu ki onun en aşağı vasfı, ebediliktir. Oradan ebedi bir surette boyuna yücelir ağarsın.
که کمینهی آن کمین باشد بقا ** تا ابد اندر عروج و ارتقا
İnsana kendini görüp beğenen kendi gözünden daha tehlikeli hiçbir kötü göz olamaz. Ancak gözü, Allah’nın nuru ile değişmiş ve “Benimle duyar, benimle görür” sırrına ermiş, varlığı, varlıksız bir hale gelmişse o başka
در بیان آنک هیچ چشم بدی آدمی را چنان مهلک نیست کی چشم پسند خویشتن مگر کی چشم او مبدل شده باشد به نور حق که بی یسمع و بی یبصر و خویشتن او بیخویشتن شده