English    Türkçe    فارسی   

5
533-557

  • Ululuk, ululuk ıssı Allah’nın elbisesidir. Kim onu giymeye kalkışırsa vebale girer.
  • Taç onundur, kemer bizim. Vay haddini aşana!
  • Bu tavusluk kanadı, sana bir sınamadır. Buna kapıldın mı Allah’ya ortak olmaya, onun gibi noksan sıfatlardan arı olduğunu davaya kalkışırsın. 535
  • Hakimin birinin, gagasıyla güzelim kanatlarını yolup atan ve bedenini kel ve çirkin bir hale koyan tavus kuşunu görüp hayretle “Kendine acımıyor musun?” demesi, tavus kuşunun “Acıyorum ama bence can, kanattan daha değerlidir. Bu kanatsa benim can düşmanımdır” diye cevap vermesi
  • Bir tavus kuşu, ovada kanatlarını yolmaktaydı. Hakimin biri gezmeye çıkmıştı.
  • Onu görüp dedi ki: Ey tavus böyle güzelim kanatları nasıl oluyor da kökünden yolup atıyorsun? Hiç acımıyor musun?
  • Bu süsü koparıp balçığa atmana gönlün nasıl razı oluyor?
  • Hafızlar o tüyleri beğendiklerinden alıp mushafların arasına koyuyorlar.
  • Halk, havalanmak için tüylerinden yelpazeler yapıyorlar. 540
  • Bu ne nankörlük bu ne cüret! Bilmiyor musun ki nakkaşın kim?
  • Yahut da biliyor da nazlanıyor; mahsustan o süsleri yoluyorsun.
  • Birçok naz vardır ki suç olur; kulu, padişahın gözünden düşürür.
  • Nazlanmak, şekerden tatlıdır ama az çiğne, yüzlerce tehlikesi vardır.
  • Niyaz yolu emin bir yoldur. Nazı bırak da o yola düş. 545
  • Nice nazlananlar vardır ki kol kanat çırpar ama nihayet o hal adama vebal olur.
  • Nazın güzelliği seni bir an yüceltse bile onun gizli korkusu, seni eritir mahveder.
  • Bu yalvarışa gelince: Seni zayıflatır. Zayıflatır ama parlak ayın on dördü gibi baş köşeye geçirir.
  • Ölüden diriyi çekip çıkarınca ölen, doğru yolu bulur.
  • Diriden ölüye çıkarınca da diri nefis, ölüm tarafına yönelir, ölüm tarafına dönüp dolaşır. 550
  • Öl ki hiçbir şeye ihtiyacı olmayan diri Allah, ölüden diri meydana getirsin. Allah, bu ölü bedenden meydana bir diri getirsin.
  • Kış olursan baharın gelişini, gece kesilirsen gündüzün oluşunu görürsün.
  • O kanatları yolma ki bir daha yerine yapışmaz. Ey güzel yüzlü, yasa düşüp yüzünü yırtma.
  • Kuşluk güneşine benzeyen o güzelim yüzü yırtmak, yanlış bir iştir.
  • Böyle bir yüzü tırnakla yaralamak kafirliktir. Ay bile onun ayrılığı ile ağlamada. 555
  • Yoksa yüzünü görmüyor musun? Bırak bu inatçılığı, bırak bu düşünceyi!
  • Nefsi mutmainne’nin saflığı ve temizliği, düşüncelerle bulanır. Nitekim aynanın yüzüne bir şey yazar, yahut bir şekil yaparsın, sonra temizlesen de yine bir iz, bir noksan kalır.
  • Bedende Nefsi Mutmainne’nin yüzünü düşünce tırnakları yaralar.