English    Türkçe    فارسی   

5
592-616

  • Ne şaşılacak şey! Hiç onun aksinden başka bir güzel olur mu? Beden, ancak canla hareket edebilir.
  • Canı olmayan bedeni istersen yağla, balla beslemeye kalk, yine beyhudedir.
  • Bunu, bir günceğiz olsun dirilip bu canlar canının elindeki kadehi alan, o şarabı içen bilir.
  • Fakat gözü, o yüzleri göremeyene şu duman, can görünür. 595
  • Abdülaziz oğlu Ömer’i görmediğinden Haccac onca adalet sahibidir.
  • O, Musa’nın ejderhasını görmemiştir de büyücülerin iplerinde can var sanır.
  • Arı duru suyu içmeyen kuş, kara su içinde kanat çırpıp durur.
  • Zıt olmadıkça zıttı tanınamaz. Yara görülünce onulmaya başlanır.
  • Hasılı Elest ikliminin kadrini bilesin diye dünya, önce gelmiştir. 600
  • Fakat buradan kurtulup oraya vardın mı ebed şeker hanesinde şükreder durursun.
  • Dersin ki: Sanki orada toprak elemişim. Bu tertemiz alemden kaçıp duruyormuşum.
  • Keşke bundan önce ölseydim de o balçıkta çektiklerim, daha az olsaydı.
  • Rasul aleyhisselam’ın “Ölümünü ölmeden önce istiyen ölmemiş sayılır. İyiyse iyiliğe ulaşmaya acele eder, kötüyse kötülüğünün azalmasını diler” hadisinin tefsiri
  • İşte onun için o her şeyi bilen peygamber, “Kim ölür bedenini terk ederse,
  • Öldüğünden, göçtüğünden dolayı hasrete düşmez. Ancak taksiratından, fırsatı fevt ettiğinden hasrete düşer. 605
  • Ölen keşke maksadıma bundan önce erişseydim diye diler.
  • Kötüyse, önce ölseydi kötülüğü daha az olurdu. İyiyse, iyilik yurduna daha önce gelirdi.
  • Kötü, haberim yokmuş, ben an be an önümdeki perdeleri arttırıp duruyormuşum.
  • Bundan önce buraya göçseydim bu perdem, daha az olurdu der” buyurmuştur.
  • Hırsa düşüp kanaat yüzünü az yırt. Ululanıp aşağılanma yüzünü az incit. 610
  • Hasisliğinden cömertlik yüzünü, Şeytanlığından secdenin güzelim cemalini az parala.
  • O cenneti bezeyen kanatları yolma. O yolları kaplayan kanatları koparma.
  • Tavus kuşu, bu öğüdü duyunca ona baktı. Sonra da zari, zari ağlamaya koyuldu.
  • O dertlini feryadı figanı orada bulunanları da feryada düşürdü.
  • Neden kanatlarını yoluyorsun diye soran cevapsız kalıp pişman bir halde ağlamalı oldu. 615
  • Neden boşboğazlıkta bulundum da sordum? O, zaten dertle doluymuş, ben onu büsbütün coşturdum diyordu.