English    Türkçe    فارسی   

5
692-716

  • Ay bizi yücelik kucağına oturtmuş, düşmanımızı kendi düşmanı saymıştır.
  • Bulutun letafeti ve parlaklığı da yandandır. Fakat buluta ay diyen hayli yol sapıtmıştır.
  • Ayın nuru buluta vurdu mu onun kara yüzünü ay gibi parlatır.
  • Gerçi ayla aynı renge boyanmıştır. Bu da bir devlettir ama buluttaki o nur, eğretidir. 695
  • Kıyamette güneş de kalmaz, ay da. Göz ışığın aslı ile meşgul olur.
  • Bu suretle temelli mülkle eğreti mülk seçilir. Şu fani konak, karar yurdundan ayrılır.
  • Dadı, bir kaç gün içindir. Ey ana sen bizi kucağına al.
  • Kanadım buluttur. O, perdedir ve önümdekini göstermez. O yalnız Allah lütfiyle letafet kazanır.
  • Kanadımı yolayım, onu güzelliğini yolumdan atayım da aynı güzelliğini yine aydan seyredeyim. 700
  • Ben dadı istemem, ana daha hoş. Ben Musa’yım benim dadım anamdır.
  • Ben, aynı lutfunu vasıtayla elde etmek istemem. Çünkü bu ilgi, nicelerin helakine sebep oldu.
  • Yahut da bulut, Tanrı yolunda yok olur da artık ayın yüzüne perdelik etmez.
  • Suretini yokluk şeklinde gösterir. Peygamberlerle velilerin tenleri gibi.
  • O çeşit bulut, perdelik etmez. Hatta mana bakımından perdelik etmesi bile faydalıdır. 705
  • Nitekim aydın sabahta katralar yağar, fakat gökte bulut yoktur.
  • O yağmur yağışı Peygamberin mucizesi idi. Bulut mahvoldu, gökyüzü rengini aldı.
  • Buluttu ama ondan bulut huyu gitmişti. Aşığın bedeni de sabırla böyle olur işte.
  • Bedendir ama bedenliği kaybolmuştur, değişmiştir, ondan renk de gitmiştir, koku da.
  • Kanat başkasının, baş bana lazım. Baş, duygu, görgü yurdudur ve bedenin direğidir. 710
  • Başkasının avı için can feda etmeyi mutlak küfür, hayırdan ümitsizlik bil.
  • Kendine gel, dudu kuşlarının önündeki şekere benzeme. Zehire benze de ziyandan kurtul.
  • Yahut da neşelen hitabını duymak için kendini köpeklerin önündeki ölüye benzet.
  • Hızır da bu gemiyi, zaptedecek kimseden kurtarmak için deldi.
  • “Yokluk benim iftiharımdır” sözü, onun için yüce bir söz oldu, tamahkarlardan gani Tanrı’ya kaçmama yol açtı. 715
  • Mamurelerde oturanların hırsından kurtulmak için defineleri, yıkık yerlere gömerler.