English    Türkçe    فارسی   

5
697-721

  • Bu suretle temelli mülkle eğreti mülk seçilir. Şu fani konak, karar yurdundan ayrılır.
  • Dadı, bir kaç gün içindir. Ey ana sen bizi kucağına al.
  • Kanadım buluttur. O, perdedir ve önümdekini göstermez. O yalnız Allah lütfiyle letafet kazanır.
  • Kanadımı yolayım, onu güzelliğini yolumdan atayım da aynı güzelliğini yine aydan seyredeyim. 700
  • Ben dadı istemem, ana daha hoş. Ben Musa’yım benim dadım anamdır.
  • Ben, aynı lutfunu vasıtayla elde etmek istemem. Çünkü bu ilgi, nicelerin helakine sebep oldu.
  • Yahut da bulut, Tanrı yolunda yok olur da artık ayın yüzüne perdelik etmez.
  • Suretini yokluk şeklinde gösterir. Peygamberlerle velilerin tenleri gibi.
  • O çeşit bulut, perdelik etmez. Hatta mana bakımından perdelik etmesi bile faydalıdır. 705
  • Nitekim aydın sabahta katralar yağar, fakat gökte bulut yoktur.
  • O yağmur yağışı Peygamberin mucizesi idi. Bulut mahvoldu, gökyüzü rengini aldı.
  • Buluttu ama ondan bulut huyu gitmişti. Aşığın bedeni de sabırla böyle olur işte.
  • Bedendir ama bedenliği kaybolmuştur, değişmiştir, ondan renk de gitmiştir, koku da.
  • Kanat başkasının, baş bana lazım. Baş, duygu, görgü yurdudur ve bedenin direğidir. 710
  • Başkasının avı için can feda etmeyi mutlak küfür, hayırdan ümitsizlik bil.
  • Kendine gel, dudu kuşlarının önündeki şekere benzeme. Zehire benze de ziyandan kurtul.
  • Yahut da neşelen hitabını duymak için kendini köpeklerin önündeki ölüye benzet.
  • Hızır da bu gemiyi, zaptedecek kimseden kurtarmak için deldi.
  • “Yokluk benim iftiharımdır” sözü, onun için yüce bir söz oldu, tamahkarlardan gani Tanrı’ya kaçmama yol açtı. 715
  • Mamurelerde oturanların hırsından kurtulmak için defineleri, yıkık yerlere gömerler.
  • Kanadını yolmayı bilmiyorsan yürü, halvete gir de bütün kanatlarını şuna buna harcatma.
  • Çünkü sen hem lokmasın, hem lokmayı yiyen. Ey can, aklını başına al, hem yiyorsun hem yeniyorsun!
  • Tanrı’dan başka her şey hem yer hem yenir. Çekirge avlamakta olan ve ardında onu avlamaya kalkışan aç doğan kuşundan gafil bulunan kuş gibi. Şimdi ey Ademoğlu, sen yiyor ve avlanıyorsun ama seni de avlayacak ve yiyecek olandan emin olma. Onu baş gözüyle göremiyorsan can ve ibret gözüyle gör de sırrın gözü açılsın
  • Bir kuşcağız kurt avlıyordu kedi fırsat bulup onu kapıverdi.
  • Yiyordu, yeniyordu, fakat kendisi avlanırken başka bir avcıdan haberi bile yoktu. 720
  • Hırsız, bir kumaşı çalmaktadır ama şahne de, hırsızın düşmanları ile beraber ardındadır.