English    Türkçe    فارسی   

5
803-827

  • Çünkü kuruluk menzillerinde ihtiyat için köyler vardır, yurtlar vardır, konaklar vardır.
  • Deniz konakları da durup dinlenmeyen, sahası ve tavanı olmayan dalgalanmalardır.
  • O menzillerin nişanesi adı sanı yoktur. 805
  • Nebat aleminden sırf ruh alemine kadar her iki konak arasında bunlar gibi yüzlerce konak vardır.
  • Yokluklarda bu varlığı gördün de nasıl beden varlığına böyle yapıştın?
  • Kendine gel ey kuzgun, kendine gel de şu canı ver, doğan kuşu ol. Tanrı’nın halden hale döndürmesi karşısında canınla başınla oyna.
  • Yeniyi al, eskiyi bırak. Çünkü her yılın, geçen üç yıldan daha artıştır daha üstün.
  • Hurma fidanı gibi ihsan sahibi olamazsam var, eskiyi eskiye kat ambarına yığ! 810
  • O eski, kokmuş ve pörsümüş şeyi körlere hediye et.
  • Yeniyi gören seni almaz. O Tanrı’ya av olur, sana tutulmaz.
  • Ey kara ve tuzlu su, nerede kör kuş varsa bölük, bölük senin başına toplanır.
  • Bu suretle de körlükleri artar. Çünkü kara su, körlüğü arttırır.
  • Dünya ehlinin bu sebeple gönül gözleri kördür; onlar, balçıkla bulanmış su içerler. 815
  • Madem ki gizli bir alemde abıhayatın yok, şu halde kara ve tuzlu suyu ver, kötülüğü al bu alemde!
  • Bu halle bir de varlık istiyor, onu anıyorsun ha. Halbuki sen, zenci gibi kara yüzlü olmakla neşelisin.
  • Zenci aslından öyle doğduğundan, aslından zenci olduğundan o kara renkten hoşlanır, rahattır.
  • Fakat bir gün güzelleşse, güzel yüzlü bir hale gelse de sonra kararsa çaresini aramaya koyulur.
  • Uçar kuş, yeryüzünde kalsa derde, eleme düşer, feryat etmeye başlar. 820
  • Fakat ev kuşu, yeryüzünde güzelce yürür, yem toplar, neşeli bir halde dönüp dolaşır.
  • Çünkü o aslında uçamaz, öbürü uçucudur.
  • Peygamber aleyhisselam “üç kişiye acıyın : bir kavmin aşağı bir hale düşen yücesine, yoksullaşan zenginine, cahillere oyuncak olan bilginine” dedi
  • Peygamber, canım hakkı için dedi, yoksul düşen zengine,
  • Hor hakir bir hale gelen yüceye, yahut da bilgisizlikle şöhret kazanan Mudar kabilesinin arasına düşmüş saf ve temiz alime acıyın.
  • Peygamber dedi ki: Taş ve dağ bile olsanız bu üç bölük halka merhamet edin. 825
  • Çünkü o, başlıkta bulunduktan sonra hor oldu. Öbürü, zenginken yoksul düştü, parasız kaldı.
  • Üçüncüsü de, alemde ahmak adamlar arasında belalara uğrayan alimdir.