Ey insan, bu kafeste azap içindesin. Can kuşun, seninle cins olmayanlara tutulmuş.
زین بدن اندر عذابی ای بشر ** مرغ روحت بسته با جنسی دگر
Ruh, doğan kuşudur, tabiatlarsa kuzgundur. Doğan kuşu, kuzgunlarla baykuşlardan yaralanır.
روح بازست و طبایع زاغها ** دارد از زاغان و چغدان داغها
İşte can kuşu da, Sebzvar şehrindeki Ebubekir gibi onların arasında zari, zari ağlayıp inleyerek kalakalmıştır.
او بمانده در میانشان زارزار ** همچو بوبکری به شهر سبزوار
Muhammed Harzemşah’ın halkı tamamiyle Rafızi olan Sebzvarı savaşla alması, şehirlilerin aman dilemeleri, padişahın bu şehirden bana Ebubekir adlı birisini armağan verirseniz canınızı bağışlarım demesi
حکایت محمد خوارزمشاه کی شهر سبزوار کی همه رافضی باشند به جنگ بگرفت اما جان خواستند گفت آنگه امان دهم کی ازین شهر پیش من به هدیه ابوبکر نامی بیارید
Muhammet Alp Ulug Harzemşah, tamamı ile mahvolmuş Sebzvar’lılarla savaşa gitmişti. 845
شد محمد الپ الغ خوارزمشاه ** در قتال سبزوار پر پناه
Askerlerini sıkıştırdı. Ordusu, düşmanları öldürmeye koyuldu.
تنگشان آورد لشکرهای او ** اسپهش افتاد در قتل عدو
Şehirliler aman diye huzuruna gelip secde ettiler. Kulağımıza küpe tak, bizi kul et, tek canımızı bağışla.
سجده آوردند پیشش کالامان ** حلقهمان در گوش کن وا بخش جان
Sana lazım olan her vergiyi her hediyeyi verelim, onu her yıl çoğaltalım.
هر خراج و صلتی که بایدت ** آن ز ما هر موسمی افزایدت
Ey aslan huylu canımız senin,bir zamancağız onu bize emanet bırak dediler.
جان ما آن توست ای شیرخو ** پیش ما چندی امانت باش گو
Padişah bana Ebubekir adlı birisini getirmezseniz canınızı kurtaramazsınız. 850
گفت نرهانید از من جان خویش ** تا نیاریدم ابوبکری به پیش
Şehrinizden Ebubekir adlı birini bana armağan olarak sunmazsanız,
تا مرا بوبکر نام از شهرتان ** هدیه نارید ای رمیده امتان
Size kötülük eder, sizi ekin gibi keser biçerim. Ne vergi alırım, ne afsun dinlerim dedi.
بدرومتان همچو کشت ای قوم دون ** نه خراج استانم و نه هم فسون
Yoluna altın dolu bir çuval getirip, bu şehirden Ebubekir adlı birini isteme.
بس جوال زر کشیدندش به راه ** کز چنین شهری ابوبکری مخواه
Sebzvar’da nasıl olur da Ebubekir bulunur? Hiç dere içinde ıslanmamış toprak parçası bulunur mu? dediler.
کی بود بوبکر اندر سبزوار ** یا کلوخ خشک اندر جویبار
Padişah altından yüz çevirip “A mecusiler” dedi, Ebubekir adlı birisini armağan olarak getirmedikçe 855
رو بتابید از زر و گفت ای مغان ** تا نیاریدم ابوبکر ارمغان
Fayda yok. ben çocuk değilim ki altına, gümüşe hayran olayım.”
هیچ سودی نیست کودک نیستم ** تا به زر و سیم حیران بیستم
Ey zebun kişi sen de secde etmedikçe kıçınla mescidi silip süpürsen kurtulamazsın.
تا نیاری سجده نرهی ای زبون ** گر بپیمایی تو مسجد را به کون
Şehirliler, sağdan, soldan haberciler uçurdular. Bu yıkık yerde bir Ebubekir var mı nerede? diye aramaya koyuldular.
منهیان انگیختند از چپ و راست ** که اندرین ویرانه بوبکری کجاست
Üç gün üç gece koşup tozduktan sonra bir arık Ebubekir bulabildiler.
بعد سه روز و سه شب که اشتافتند ** یک ابوبکری نزاری یافتند
Yolcuymuş, hastalıktan yıkık bir yerin bir bucağında kuruyup kalmış. 860
ره گذر بود و بمانده از مرض ** در یکی گوشهی خرابه پر حرض
Bir yıkık bucakta uyuyormuş. Onu görünce, çabuk dediler,
خفته بود او در یکی کنجی خراب ** چون بدیدندش بگفتندش شتاب
Kalk seni padişah istiyor. Senin yüzünden şehrimiz ölümden kurtulacak.
خیز که سلطان ترا طالب شدست ** کز تو خواهد شهر ما از قتل رست
Adam dedi ki: Ayağım olsaydı, yürümeye kudret bulsaydım gideceğim yere giderdim.
گفت اگر پایم بدی یا مقدمی ** خود به راه خود به مقصد رفتمی
Bu düşman yurdunda kalır mıydım hiç? Sevgililerin şehrine koşar giderdim.
اندرین دشمنکده کی ماندمی ** سوی شهر دوستان میراندمی
Ölü taşıyan bir salacayı getirip Ebubekir’i üstüne yatırdılar. 865
تختهی مردهکشان بفراشتند ** وان ابوبکر مرا برداشتند
Hamallara verip görsün diye Harzemşah’ın huzuruna götürdüler.
سوی خوارمشاه حمالان کشان ** میکشیدندش که تا بیند نشان