English    Türkçe    فارسی   

5
864-888

  • Bu düşman yurdunda kalır mıydım hiç? Sevgililerin şehrine koşar giderdim.
  • Ölü taşıyan bir salacayı getirip Ebubekir’i üstüne yatırdılar. 865
  • Hamallara verip görsün diye Harzemşah’ın huzuruna götürdüler.
  • Bu cihan, Sebzvar’dır. Tanrı eri, burada zayi olur gider.
  • Harzemşah ulu Tanrıdır. Bu rezil kavimden gönül istemektedir.
  • Peygamber, “Tanrı, suretlerinize bakmaz, kalbe bakar. Kalp işlerinizi düzene koyun” demiştir.
  • Tanrı, ben sana, bir gönül sahibinden bakarım. Secdene, altın vermene bakmam bile demektedir. 870
  • Sen, gönlünü gönül sandın da gönül sahiplerini aramayı bıraktın.
  • Gönül öyle bir varlıktır ki bu yedi gök gibi yedi yüz tanesini oraya koysan kaybolur gider.
  • Bu çeşit gönül kırıklarına gönül deme. Sebzvar’da Ebubekir arama.
  • Gönül sahibi, altı yüzlü aynadır. Tanrı, altı cihette de o aynadan nazar eder durur.
  • Altı cihette bulunan, bu cihetlerden kurtulamayan kişiye Tanrı, o gönül sahibi vasıta olamadıkça nazar etmez. 875
  • Birisini reddederse onun için eder. Kabul ederse yine şefaatçi odur.
  • O olmadıkça Tanrı kimseye rızk vermez. İşte ben, vuslata ulaşan kişinin ahvalinden bir miktarcığını söyledim.
  • Tanrı, ihsanını onun eline kor da acınanlara onun elinden ihsanda bulunur.
  • Onun avucu ile bütünlük denizi birleşmiştir. O, neliksiz ve niteliksizdir ve tam kemal sahibidir.
  • Söze sığmayan bu birleşmeyi söylemenin imkanı yoktur vesselam. 880
  • Ey zengin, yüzlerce çuval altın getirsen Tanrı der ki: A iki büklüm adam gönül getir.
  • Gönül senden razı ise ben de razıyım. Gönül senden yüz çevirmişse ben de yüz çeviririm.
  • Sana bakmam, o gönle bakarım. Ey canı kapımda olan, bana armağan olarak gönül getir.
  • Gönül sahibi, seninle nasılsa ben de öyleyim. Cennetler anaların ayakları altındadır.
  • Halkın anası da odur, babası da odur, aslı da o. Ne mutlu gönlü deriden bedenden ayırt edebilen kişiye. 885
  • Sen dersin ki işte, sana gönül getirdim ya. Fakat o der ki: Kutu (şehir), bu gönüllerle dopdolu.
  • Sen, bana alemin kutbu olan gönlü getir. İnsanın canının canının canının canı, o gönüldür.
  • İşte onun için o gönüller sultanı, nur ve ihsanlarla dolu olan gönlü beklemektedir.