English    Türkçe    فارسی   

6
1385-1409

  • Onu halife yaptı, tahta oturttu. Ona ordu verdi, onu kendisine oğul edindi. 1385
  • Bu hikâyeyi uzun boylu ve etraflı olarak o din büyüğünün kitabında bul oku.
  • Hâsılı o çocuk, o güzelim tahtın üzerinde o büyük padişahın yanı başında otururdu.
  • Daima yanar yakılır, ağlar dururdu. Padişah dedi ki: Ey bahtı kutlu!
  • Neden ağlıyorsun? Devletin mi bozuldu? Padişahlardan üstünsün, padişahlar padişahıyla düşüp kalkmadasın.
  • Sen şu tahtın üstünde oturuyorsun. Vezirlerle asker, tahtının önünde ay ve yıldızlar gibi saf saf duruyorlar. 1390
  • Çocuk, şundan ağlıyorum dedi; Anam memleketimizde.
  • Beni daimi seninle korkutur, seni aslan Mahmud’un elinde göreyim derdi.
  • Babam, anama sıkılır, bu ne kızgınlık, bu ne kötü dilek.
  • Bundan başka bir beddua bulamıyor musun da böyle kötü ve öldürücü bedduada bulunuyorsun.
  • Ne merhametsiz, ne taş yürekli anasın, onu âdeta yüzlerce kılıçla kesip öldürmedesin diye kızar, savaşırdı. 1395
  • Ben ikisinin sözüne şaşardım, gönlüme bir korkudur, bir derttir düşerdi.
  • Mahmud acaba ne cehennem adamki derdim, helâke, felâketlere örnek olmada.
  • Senin korkundan titrer dururdum, keremlerinden, ağırlamalarından tamamıyla gafildim.
  • Neden anan şimdi gelsin de beni taht üstünde görsün ey cihan padişahı!
  • İşte yoksulluk da ey daralmış adam, o Mahmud’a benzer, tıpkısıdır. Tabiatın, seni yoksullukla korkutur durur. 1400
  • Fakat bu yüce ve adalet sahibi Mahmud’un merhametini bilsen sonu hayır olsun, Mahmut olsun dersin.
  • Ey gönlü korkup duran, yoksulluk sana göre Mahmut’tur. Seni yoldan çıkaran tabiatını pek dinleme.
  • Yoksulluğu adam akıllı avlasan o çocuk gibi kıyamete dek ağlarsın.
  • Beden, insanı besleme hususunda anaya benzer ama sana yüz düşmandan daha düşmandır.
  • Bedenin hasta oldu mu sana ilaç aratır, kuvvetlendi mi seni şeytanlaştırır, bir put haline sokar. 1405
  • Şu sitemlerle dopdolu olan bedeni bir zırh bil; ne kışa yarar ne yaza.
  • Sabredersen kötü arkadaş iyidir. Sabır, insanın göğsünü açar, insanı genişletir.
  • Ayın gece sabretmesi , onu apaydın bir hale kor. Gülün dikene sabrı, onu güzel kokulu bir hale getirir.
  • Aslanın pislik ve kan içinde kalıp sabretmesi , onu deve yavrularıyla doyurur.