Fakat bu tabiat âleminin ötesinde öyle haberler, öyle bilgiler vardır ki bu canlar, o meydan da cansız bir hale gelirler.
چون خبرها هست بیرون زین نهاد ** باشد این جانها در آن میدان جماد
Bunlardan haberdar olmayan can, Allah tapısına mazhar oldu... Canların canı ise Allah’ya mazhar oldu.
جان اول مظهر درگاه شد ** جان جان خود مظهر الله شد
Melekler de tamamı ile akıldan, candan ibarettiler. Fakat yeni bir can geldi. Âdem yaratıldı mı onun karşısında beden haline geldiler.
آن ملایک جمله عقل و جان بدند ** جان نو آمد که جسم آن بدند
Kutluluktan o canı gördüler, ten gibi o ruha hizmetçi kesildiler.
از سعادت چون بر آن جان بر زدند ** همچو تن آن روح را خادم شدند
Şeytana gelince, canla başla ondan baş çekti, canla birleşmedi, çünkü ölü bir uzuvdu.155
آن بلیس از جان از آن سر برده بود ** یک نشد با جان که عضو مرده بود
Canı olmadığı için Âdem’e feda olmadı... Kırık bir eldi, cana itaat etmedi.
چون نبودش آن فدای آن نشد ** دست بشکسته مطیع جان نشد
Fakat o uzvu kırıldıysa cana bir noksan gelmedi ya. Canın elindedir bu, onu yine yaratabilir.
جان نشد ناقص گر آن عضوش شکست ** کان بدست اوست تواند کرد هست
Başka bir sır daha var, fakat bunu duyacak kulak nerede? O şekeri yiyecek dudu kuşu hani?
سر دیگر هست کو گوش دگر ** طوطیی کو مستعد آن شکر
Has dudulara pek bol, pek değerli şeker var ama aşağılık dudular, o taraftan göz yummuşlar.
طوطیان خاص را قندیست ژرف ** طوطیان عام از آن خور بسته طرف
Yalnız sureti derviş olan, o zekâtı, o arılığı nereden tadacak. O, mânadır, faûlün fâilât değil.160
کی چشد درویش صورت زان زکات ** معنیست آن نه فعولن فاعلات
İsa’nın eşeğinden şeker esirgnemez ama eşek, yaradılış bakımından otu beğenir.
از خر عیسی دریغش نیست قند ** لیک خر آمد به خلقت که پسند
Şeker, eşeği neşelendirseydi önüne kantarla şeker dökülürdü.
قند خر را گر طرب انگیختی ** پیش خر قنطار شکر ریختی
“Onların ağızlarını mühürledik” âyetinin mânasını bil. Yolcuya bu, mühim bir şeydir.
معنی نختم علی افواههم ** این شناس اینست رهرو را مهم
Bunu bil de belki peygamberlerin sonuncusunun yolu hürmetine ağızdan o kuvvetli mühür kaldırılır.
تا ز راه خاتم پیغامبران ** بوک بر خیزد ز لب ختم گران
Peygamberlerden kalan mühürleri, Ahmed’in dini hürmetine kaldırdılar.165
ختمهایی که انبیا بگذاشتند ** آن بدین احمدی برداشتند
Açılmamış kilitleri vardı; onlar, “İnna fettehna” eliyle açıldı.
قفلهای ناگشاده مانده بود ** از کف انا فتحنا برگشود
O, bu dünyada da şefaatçidir, o dünyada da, bu dünyada insanı dine götürür, o dünyada cennetlere.
او شفیع است این جهان و آن جهان ** این جهان زی دین و آنجا زی جنان
Bu dünyada “Sen onlara yol göster” der; o dünyada “Sen onlara ay gibi yüzünü göster” der.
این جهان گوید که تو رهشان نما ** وآن جهان گوید که تو مهشان نما
Onun gizli, aşikâr işi, daima “Yarabbi, sen kavmime doğru yolu göster, onlar bilmiyorlar” demektir.
پیشهاش اندر ظهور و در کمون ** اهد قومی انهم لا یعلمون
Onun nefesiyle iki kapı da açıktır. Duası, iki âlemde de müstecap olur.170
باز گشته از دم او هر دو باب ** در دو عالم دعوت او مستجاب
Ona benzer ne gelmiştir, ne de gelecek. Bu yüzden son peygamber olmuştur.
بهر این خاتم شدست او که به جود ** مثل او نه بود و نه خواهند بود
Sanatında son derece ileri gitmiş bir üstadı görünce bu sanat, sende bitmiştir demez misin?
چونک در صنعت برد استاد دست ** نه تو گویی ختم صنعت بر توست
Ey peygamber, mühürleri kaldırmak, kapalı kapıları açmaktasın, Hatem’sin, bu iş, seninle ve sende bitmiştir. Can bağışlayanlar âleminde bir Hatem’sin sen.
در گشاد ختمها تو خاتمی ** در جهان روحبخشان حاتمی
Hâsılı mühürleri kaldırma ve kapıları açmada Muhammed’in işaretleri, tamamiyle açıklık içinde açıklıktır, açılık içinde açıklıktır,açıklık içinde açıklık.
هست اشارات محمدالمراد ** کل گشاد اندر گشاد اندر گشاد
Onun canına, evlâdının gelişine ve zamanına yüz binlerce aferin !175
صد هزاران آفرین بر جان او ** بر قدوم و دور فرزندان او