Başka bir sır daha var, fakat bunu duyacak kulak nerede? O şekeri yiyecek dudu kuşu hani?
سر دیگر هست کو گوش دگر ** طوطیی کو مستعد آن شکر
Has dudulara pek bol, pek değerli şeker var ama aşağılık dudular, o taraftan göz yummuşlar.
طوطیان خاص را قندیست ژرف ** طوطیان عام از آن خور بسته طرف
Yalnız sureti derviş olan, o zekâtı, o arılığı nereden tadacak. O, mânadır, faûlün fâilât değil.160
کی چشد درویش صورت زان زکات ** معنیست آن نه فعولن فاعلات
İsa’nın eşeğinden şeker esirgnemez ama eşek, yaradılış bakımından otu beğenir.
از خر عیسی دریغش نیست قند ** لیک خر آمد به خلقت که پسند
Şeker, eşeği neşelendirseydi önüne kantarla şeker dökülürdü.
قند خر را گر طرب انگیختی ** پیش خر قنطار شکر ریختی
“Onların ağızlarını mühürledik” âyetinin mânasını bil. Yolcuya bu, mühim bir şeydir.
معنی نختم علی افواههم ** این شناس اینست رهرو را مهم
Bunu bil de belki peygamberlerin sonuncusunun yolu hürmetine ağızdan o kuvvetli mühür kaldırılır.
تا ز راه خاتم پیغامبران ** بوک بر خیزد ز لب ختم گران
Peygamberlerden kalan mühürleri, Ahmed’in dini hürmetine kaldırdılar.165
ختمهایی که انبیا بگذاشتند ** آن بدین احمدی برداشتند
Açılmamış kilitleri vardı; onlar, “İnna fettehna” eliyle açıldı.
قفلهای ناگشاده مانده بود ** از کف انا فتحنا برگشود
O, bu dünyada da şefaatçidir, o dünyada da, bu dünyada insanı dine götürür, o dünyada cennetlere.
او شفیع است این جهان و آن جهان ** این جهان زی دین و آنجا زی جنان
Bu dünyada “Sen onlara yol göster” der; o dünyada “Sen onlara ay gibi yüzünü göster” der.
این جهان گوید که تو رهشان نما ** وآن جهان گوید که تو مهشان نما
Onun gizli, aşikâr işi, daima “Yarabbi, sen kavmime doğru yolu göster, onlar bilmiyorlar” demektir.
پیشهاش اندر ظهور و در کمون ** اهد قومی انهم لا یعلمون
Onun nefesiyle iki kapı da açıktır. Duası, iki âlemde de müstecap olur.170
باز گشته از دم او هر دو باب ** در دو عالم دعوت او مستجاب
Ona benzer ne gelmiştir, ne de gelecek. Bu yüzden son peygamber olmuştur.
بهر این خاتم شدست او که به جود ** مثل او نه بود و نه خواهند بود
Sanatında son derece ileri gitmiş bir üstadı görünce bu sanat, sende bitmiştir demez misin?
چونک در صنعت برد استاد دست ** نه تو گویی ختم صنعت بر توست
Ey peygamber, mühürleri kaldırmak, kapalı kapıları açmaktasın, Hatem’sin, bu iş, seninle ve sende bitmiştir. Can bağışlayanlar âleminde bir Hatem’sin sen.
در گشاد ختمها تو خاتمی ** در جهان روحبخشان حاتمی
Hâsılı mühürleri kaldırma ve kapıları açmada Muhammed’in işaretleri, tamamiyle açıklık içinde açıklıktır, açılık içinde açıklıktır,açıklık içinde açıklık.
هست اشارات محمدالمراد ** کل گشاد اندر گشاد اندر گشاد
Onun canına, evlâdının gelişine ve zamanına yüz binlerce aferin !175
صد هزاران آفرین بر جان او ** بر قدوم و دور فرزندان او
Onun devlet ve ikbal sahibi halifesinin oğulları, onun can ve gönül unsurundan doğmuşlardır.
آن خلیفهزادگان مقبلش ** زادهاند از عنصر جان و دلش
İster Bağdat’tan olsunlar, ister Herat’tan, ister Rey’den. Su ve toprak karışıklığı olmaksızın onun soyudur onlar.
گر ز بغداد و هری یا از ریاند ** بیمزاج آب و گل نسل ویاند
شاخ گل هر جا که روید هم گلست ** خم مل هر جا که جوشد هم ملست
Güneş, isterse batıdan baş göstersin, yine güneştir, başka bir şey değil.
گر ز مغرب بر زند خورشید سر ** عین خورشیدست نه چیز دگر
Allahm, sen örtücülüğünle ört, ayıp görenlere bunu gösterme, onları kör et.180
عیب چینان را ازین دم کور دار ** هم بستاری خود ای کردگار
Allah, ben, eşi olmayan güneşle kötü huylu yarasanın gözünü bağlamışım dedi.
گفت حق چشم خفاش بدخصال ** بستهام من ز آفتاب بیمثال
Bakışı noksan yarasanın gözünden, o güneşin yıldızları da gizlidir.
از نظرهای خفاش کم و کاست ** انجم آن شمس نیز اندر خفاست
İman zevkine mâni olanı doğruluğun zayıflığına delâlet eden ve yüz binlerce ahmağın yolunu kesen çürümüş,pörsümüş gayret ve hamiyetin kınanması.Nitekim koyunlar da bir namussuzun yolunu keserlerdi , geçemezdi. Bu namussuz , çobandan “Koyunların, beni ısırırlar mı acaba?” diye sordu . Çoban dedi ki: ” Ersen ve sende erkeklik damarı varsa hepsi sana feda olsun. Namussuz biriysen her biri , sana bir ejderha kesilir . ” Başka bir namussuz da vardı , koyunları gördü mü, derhal yoldan dönerdi. Çobana bir şey de soramazdı , sorarsam koyunlar,başıma üşüşür,beni ısırırlar derdi.
نکوهیدن ناموسهای پوسیده را کی مانع ذوق ایمان و دلیل ضعف صدقاند و راهزن صد هزار ابله چنانک راهزن آن مخنث شده بودند گوسفندان و نمییارست گذشتن و پرسیدن مخنث از چوپان کی این گوسفندان تو مرا عجب گزند گفت ای مردی و در تو رگ مردی هست همه فدای تو اند و اگر مخنثی هر یکی ترا اژدرهاست مخنثی دیگر هست کی چون گوسفندان را بیند در حال از راه باز گردد نیارد پرسیدن ترسد کی اگر بپرسم گوسفندان در من افتند و مرا بگزند