English    Türkçe    فارسی   

6
1697-1721

  • Atlas neymiş, bahis neymiş, rehin ne? Türk, o terzi beyinin lâtifesine kapıldı gitti, âdeta sarhoş oldu, kendinden geçti.
  • Allah için olsun, lâtifelerin canıma gıda oldu, gülünecek bir şey daha söyle diye yalvardı.
  • O hain gülünecek bir şey daha söyledi. Türk kahkahasından sırt üstü yere yıkıldı.
  • Gafil Türk, gülüp dururken terzi kumaştan bir parça daha çalıp gömleğinin yakasından koynuna soktu. 1700
  • Hıta’lı Türk, üçüncü defa, Allah aşkına gülünç bir şey daha söyle dedi.
  • Terzi, ikinci lâtifesinden daha gülünç bir şey söyledi, Türkü tamamı ile avladı.
  • Gözü kapanmış, aklı gitmiş şaşırmış kalmış, bahse giriştiği halde kahkahayla sarhoş olmuştu.
  • Bu sırada Türkün gülmesinden meydanı boş bulup kumaştan bir parça daha çaldı.
  • Hıta’lı Türk, ustadan dördüncü defa olarak yine gülünç bir şey isteyince, 1705
  • Herif rahme geldi, hilesini,düzenini başkalarına yapmaya niyetlenip,
  • Amma da gülünecek şeye harîs ha dedi, zararından, ziyanından haberi bile yok.
  • Türk, ustayı öperek; Allah aşkına bir hikâye daha söyle diye yalvarıyordu.
  • Ey masal, hikâye olmuş, varlıktan geçmiş adam, masalı ne zamana kadar deneyeceksin?
  • Senden daha ziyade gülünecek masal yok. Yıkık kabrinin başına git de bir güzelce dur. 1710
  • Ey bilgisizlik ve şüphe mezarına düşmüş kişi, feleğin lâtifesini, masalını niceye bir arayacaksın?
  • Ne vaktedek şu cihanın işvesini tadacaksın? Ne aklın düzenin de kaldı, ne canın.
  • Hor ve zalim bir arkadaş olan şu felek, senin gibi yüz binlerce kişinin yüz suyunu döktü.
  • Herkesin terzisi olan felek, yüz yaşındaki ham bebeklerin elbiselerini yırtar, diker!
  • Lâtifesi, bahçelere bir letafet verir ama kış gelince verdiğin şeylerin hepsini yele verir! 1715
  • Halbuki ihtiyar oğlancıklar, ihtiyaçları yüzünden onun kutlu, kutsuz devriyle alay etmek, eğlenmek için önüne oturmuşlardır!
  • Terzinin,kendine gel,sus,yoksa bir gülünecek şey daha söylersem kaftanın dar gelir demesi.
  • Terzi dedi ki: A hadım ağası, vazgeç. Bir lâtife daha söylersem vay haline.
  • Sonra kaftanın dapdaracık olur. Hiç kimse kendi kendine böyle iş işler mi?
  • Gülüyorsun ama gülmenin yeri mi?Eğer bilseydin güleceğin yerde kan ağlardın.
  • İşsizlerle masal arayanlar, o Türk’e benzerler, gaddar ve aldatıcı âlem de o terziye benzer. Şehvetler ve kadınlar,bu dünyanın gülünç şey söylemesidir .Ömür, ebedilik kaftanı ve takva elbisesi dikilmek üzere o terzinin önüne verilmiş atlas kumaştır.
  • Ömrünün atlasını, ay makasıyla gurur terzisi kesip parça parça ediyor. 1720
  • Sense yıldızım, hep beni güldürseydi, hep kutlu olsaydı der, bunu istersin.