English    Türkçe    فارسی   

6
1729-1753

  • Bir kadına yüz çevirdi de dedi ki: A bayağı mahlûklar, a kızcağızlar, ne de çoksunuz.
  • Kadın, ona yüzünü döndü, ey emniyet sahibi dedi, bizim bolluğumuzu kötü görme. 1730
  • Bu kadar çoğuz ama öyle olduğu halde size bu çokluk bile az gelmede.
  • Kadın kıtlığından oğlancılığa düşüyorsunuz da yapan da dünyaya rezil rüsva oluyor, yaptıran da!
  • Zamanın hâdiselerine bakma. Feleğin acılıklarını, hazım olunmaz şeylerini görme.
  • Rızkın, geçimin darlığına, şu kıtlığına, korkuya, titreyişe bakma.
  • Şuna bak sen: Bu kadar acılıklarıyla beraber yine de onun için ölüyor, ondan bir türlü kendinizi çekemiyorsunuz. 1735
  • Acı imtihanı bir rahmet bil, Belh ve Merv ülkelerine sahip olmayı bir gazap say.
  • O İbrahim, telef olmaktan çekinmedi, ateşe atıldı, fakat yanmadı, bu İbrahim, şereften saltanattan kaçtı, kendisini ateşe attı.
  • Şaşılacak şey. Ateş onu yakmadı, bunu yaktı. İstek yolunda böyle tersine nallar vardır işte!
  • Sofinin tekrar sual sorması
  • Sofi dedi ki: Yardımı dilenen Allah, kârımızı ziyansız etmeye kadirdir.
  • Ateşi gül ve ağaç haline getiren, bunu da zararsız bir hale getirebilir. 1740
  • Dikenden gül çıkaran şu kışı da bahar edebilir.
  • Her serviyi hür bir halde sere serpe yücelten, derdi de neşe haline getirir.
  • Onun lûtfuyla her şey, yokluktan var oldu. Var ettiğini ebedî kılarsa nesi eksilir ki?
  • Bedene can verip dirilten, dirilttiğini öldürmezse ziyana mı girer?
  • O cömert Allah, kulunun isteğini çalışmadan verse ne çıkar? 1745
  • Artık kullarından pusuda bekleyen nefis hilesiyle melûn şeytanın hilesini uzak tutsa ne olur ki?
  • Kadının sofiye cevap vermesi
  • Kadı dedi ki: Acı emir olmasaydı, dünyada çirkin, güzel taş ve inci bulunmasaydı,
  • Nefis, şeytan heva ve hevese... Zahmet, meşakkat, savaş olmasaydı,
  • A perdesi, yırtılmış adam; padişah kullarına ne ad takardı?
  • Nasıl ey sabırlı, ey hilim sahibi, ey yiğitlik, ey hikmet ıssı diyebilirdi? 1750
  • Yol kesen ve melûn şeytan olmasaydı sabırlılar, doğrular ve yoksulları doyuranlar, nasıl belli olurdu?
  • Rüstem ve Hamza’yla namussuz, aynı ve bir olsaydı bilgi ve hikmet bâtıl olurdu.
  • Bilgi ve hikmet, doğru yolla yolsuzluğu göstermek içindir. Her taraf yoldan ibaret olsaydı hikmet, abes ve boş bir şey olurdu.