English    Türkçe    فارسی   

6
193-217

  • Yüzlerce gönül ve can, yaratıcı Allah’ya âşık olmuştur da onlara ya kem göz mâni olmuştur, ya kötü kulak.
  • Bunların bir tanesi de Peygamber’in amcası. Arapların kınaması, ona pek korkunç göründü.
  • Arap, kendi çocuğuna uydu da, güvenilir dininden döndü, derlerse, ne derim?, dedi. 195
  • Peygamber, amca, dedi, bir kere şahadet getir de senin için Allah’ya şefaat edeyim.
  • Ebutalip, doğru ama duyulur, yayılır, herkes duyar. İki kişiyi aşan her sır yayılır, otuz iki dişten otuz iki orduya duyulur.
  • Bu Arapların diline düşerim. Onların yanında bu yüzden hor hakîr olurum, dedi.
  • Fakat Allah’nın ezelî lütfu olsaydı Allah çekişiyle beraber bu kötü gönüllülük olur muydu hiç?...
  • Ey düşkünlere yardım eden Allah, medet! Medet bu iki taraflı dileklerden! 200
  • Ben, gönlün hilesinden, düzeninden öyle perişan bir hale geldim ki feryada bile kudretim kalmadı.
  • Ben kim oluyorum? Gökyüzü bile yüzlerce işiyle, gücü ile, iktidarı ile, yüzlerce debdebe ve tantanası ile beraber bu pusudan, bu dileğe uyma yüzünden feryada geldi.
  • Ey kerem sahibi, ey hilim sahibi, bu iki taraflı dilekten sen bana aman ver.
  • Ey kerem sahibi, doğru yolun bir taraflı çekişi, iki yol arasında tereddüde düşmekten hayırlıdır.
  • Bu iki yoldan da maksat sensin ama bu ikilikten adama âdeta can çekişmesi gelir. 205
  • Bu iki yolla da sana gelmeye azmedilir ama savaş, asla neşe meclisine benzemez, dedi.
  • Bunu, Kuran’daki “Göklerle yeryüzü Allah emanetini kabul etmekten korktular, çekindiler” âyetini oku da Allah’dan duy.
  • Bu ikilikte kalış, acaba şu mu iyidir, hayırlıdır, yoksa o mu, diye tereddüde düşüş, gönülde bir savaş gibidir.
  • Tereddütte de bütün kudretleriyle korku ve ümit birbirine saldırır.
  • Dileğiyle bir yolu seçme ve bu seçişin sebeplerini sınamadan Allah’ya sığınma ve münacat.Göklerle yerler de bu ihtiyara sahip oluştan ve sebeplerinden ürktüler,korktular.Halbuki insan,yaratılışından ihtiyarı ve ihtiyarının sebeplerini dilemeye haristir. Nitekim insan ,hastalandı mı ihtiyarını az görür de ihtiyar sahibi oluşa sebep bulunan iyiliğini ister, bu suretle ve mevki sahibi olmakla ihtiyarının çoğalmasını diler . Eski milletlerde de Allah kahrının inmesine sebep , ihtiyarın ve sebeplerinin çokluğu idi.Firavun’u hiç kimse asla yoksul görmedi.
  • Ey yüce Allah, önce bendeki bu çekiliş ve yükselip geliş senden meydana geldi, yoksa bu deniz, sakindi Yarabbi. 210
  • Bana bu tereddüdü, o makamdan verdin, kereminle yine beni tereddütsüz bir hale getir.
  • Medet ey feryada yetişen Allahm, sen beni dertlere müptelâ etmektesin. Senin verdiğin dertlerle erler bile kadınlara döner.
  • Bu derde uğratış niceye dek, yapma Yarabbi. Bana bir yol bağışla, on yol verme bana.
  • Sırtı yaralı arık bir deveyim; sırtımda bir semere benzeyen ihtiyar yüzünden sırtım yaralandı.
  • Arkamdaki bu mahfe, gâh ağır gelip beni bu yana çekmede, gâh öbür tarafa yanlayıp beni o yana sürüklemede. 215
  • Bu uygunsuz yükü sırtımdan al da iyi kişilerin bahçelerini göreyim.
  • Uyanık olarak değil de Ashabı Kehf gibi uykuda olarak cömertlik bahçesinde yayılayım.