English    Türkçe    فارسی   

6
2126-2150

  • O, bu düşüncedeyken ünlü Şeyh, bir aslana binmiş, çıkageldi.
  • Kükremiş aslan odununu çekmekteydi. O kutlu zat da odunlarının üstüne binmişti.
  • Kamçısı bir yılandı. Yücelikle yılanı bir kamçı gibi eline almıştı.
  • İyice bil ki, her şeyh, sarhoş aslanın üstüne biner.
  • O görünür, bu görünmez ama can gözünden gizli değildir. 2130
  • Onların altında yüz binlerce aslan vardır, odun çeker durur. Gayp gözü, onu görür.
  • Fakat adam olmayan da görsün diye Tanrı, onları bir bir baş gözüne de gösterir.
  • O padişah, dervişi uzaktan görüp güldü. Sakın dedi, aldanma, şeytanı dinleme.
  • O ulu şeyh, gönlünün nuru ile dervişin içinden geçeni bildi. O nur, ne güzel bir delildir.
  • O hünerli zat, dervişin yola düşmesinden o ana kadar aklından geçenleri bir bir söyledi. 2135
  • Ondan sonra o güzel güzel çileyip şakıyan zat, kadını kınaması hususunda da ağzını açıp,
  • Dedi ki: O tahammül, nefis havasında değildir. Bu zan senin nefsinin havasıdır, orada durma!
  • Ben sabredip bu kadının yükünü çekmeseydim aslan, benim yükümü çeker miydi hiç?
  • Ben de Tanrı yükünün altında kendinden geçmiş sarhoş ve köpürmüş bir deveyim.
  • Onun buyruğunda yarı ham bile değilim ki halkın kınaması, yermesini düşüneyim. 2140
  • Bizim geri kalanımızda onun buyruğudur, ileri gidenimizde. Canımız yüz üstü koşarak onu aramadadır.
  • Bizim tekliğimiz, çiftliğimiz, hava ve hevesten değildir. Canımız, mühre gibi Tanrı elindedir.
  • O ahmağın nazını da çekeriz, onun gibi yüzlercesinin nazını da. Bu, renk aşkından, koku sevdasından değildir.
  • Bu kaza ve kader, bizim dersimizin talebeleridir. Artık savaşımızın debdebesi nereye varır, bir düşün.
  • Nereye mi varır? Yere bile yol olmayan bir yere. Işığı, gözleri alan Tanrı ayına ancak! 2145
  • O nur, bütün vehimlerden ve tasavvurlardan uzak olan nurun nurunun nurunun nurunun nurudur!
  • Dedikoduyu senin için aşağılattım. İbret al da kötü huylu arkadaşla arkadaş ol, uzlaş.
  • “Sabır, sıkıntının anahtarıdır” sırrına ermek için gülerek hoşlanarak onun derdini çek.
  • Bu aşağılık kişilerin aşağılığını çekersen sünnetlerin nuruna ulaşırsın.
  • Peygamberler aşağılık adamların zahmetlerini çok çektiler. Bu çeşit yılanlardan nice ıstıraplara uğradılar. 2150