English    Türkçe    فارسی   

6
2136-2160

  • Ondan sonra o güzel güzel çileyip şakıyan zat, kadını kınaması hususunda da ağzını açıp,
  • Dedi ki: O tahammül, nefis havasında değildir. Bu zan senin nefsinin havasıdır, orada durma!
  • Ben sabredip bu kadının yükünü çekmeseydim aslan, benim yükümü çeker miydi hiç?
  • Ben de Tanrı yükünün altında kendinden geçmiş sarhoş ve köpürmüş bir deveyim.
  • Onun buyruğunda yarı ham bile değilim ki halkın kınaması, yermesini düşüneyim. 2140
  • Bizim geri kalanımızda onun buyruğudur, ileri gidenimizde. Canımız yüz üstü koşarak onu aramadadır.
  • Bizim tekliğimiz, çiftliğimiz, hava ve hevesten değildir. Canımız, mühre gibi Tanrı elindedir.
  • O ahmağın nazını da çekeriz, onun gibi yüzlercesinin nazını da. Bu, renk aşkından, koku sevdasından değildir.
  • Bu kaza ve kader, bizim dersimizin talebeleridir. Artık savaşımızın debdebesi nereye varır, bir düşün.
  • Nereye mi varır? Yere bile yol olmayan bir yere. Işığı, gözleri alan Tanrı ayına ancak! 2145
  • O nur, bütün vehimlerden ve tasavvurlardan uzak olan nurun nurunun nurunun nurunun nurudur!
  • Dedikoduyu senin için aşağılattım. İbret al da kötü huylu arkadaşla arkadaş ol, uzlaş.
  • “Sabır, sıkıntının anahtarıdır” sırrına ermek için gülerek hoşlanarak onun derdini çek.
  • Bu aşağılık kişilerin aşağılığını çekersen sünnetlerin nuruna ulaşırsın.
  • Peygamberler aşağılık adamların zahmetlerini çok çektiler. Bu çeşit yılanlardan nice ıstıraplara uğradılar. 2150
  • Yargılayan Tanrı’ nın muradı, hükmü, ta ezelden tecelli ve zuhur etmekti.
  • Zıddı olmadıkça bir şey görünemez. O misli olmayan padişahın zıddı yoktur.
  • “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” âyetindeki hikmet
  • Bunun için padişahlığına ayna olmak üzere bir gönül sahibini halife edindi.
  • Ona hadsiz, hesapsız arılığını ihsan etti, ondan sonra karanlıklardan da ona bir zıt verdi.
  • Ak ve kara iki bayrak dikti. Birisi Âdem’di bunların öbürü yol kesen İblis. 2155
  • O iki büyük ordu arasında savaşlar oldu, geldi geçti.
  • İkinci devre Habil geldi, onun pak nurunun zıddı Kaabil oldu.
  • Adalet ve zulümden ibaret olan bu iki bayrak, böylece devir devir, Nemrud’a kadar geldi dayandı.
  • O, İbrahim’in zıddı ve düşmanı oldu. O iki ordu birbirine kin güttü, savaştı durdu.
  • Savaşın uzamasından hoşlanmayınca ikisinin arasını ateş ayırdı. 2160