English    Türkçe    فارسی   

6
2201-2225

  • Tanrı korkuyu bu âleme direk yapmıştır. Herkes, can korkusu ile bir işe sarılmıştır.
  • Tanrı’ya hamd olsun ki böyle bir korkuyu mimar etmiş, onunla yer yüzünü düzene koymuştur.
  • Bunların hepside iyiden, kötüden korkarlar. Fakat hiçbir kimse yoktur ki kendi kendisinden korksun.
  • Şu halde hakikatte herkese hak3im olan birsidir ve o, duygularla duyulmaz ama çok yakındır insana.
  • O, bir gizli yerde duyulur ama bu evin duyguları ile duyulmaz. 2205
  • Tanrı’nın anlaşılacağı, duyulacağı duygu, bu cihanın duygusu değildir, o duygu, başka bir duygudur.
  • Hayvan duygusu, o suretleri görseydi öküzle eşek de vaktin Beyazıd’ı olurdu.
  • Bedeni, ruha mazhar eden, gemiyi Nuh’a burak yapan,
  • Dilerse ey nur arayan, gemiyi değiştirir, tûfan haline getirir.
  • Ey yoksul, her an sana bir tûfandır, bir gemidir. Seni gama, neşeye ulaştırır durur. 2210
  • Gemiyle denizi görmüyorsan bütün cüzilerindeki şu titreyişi, şu kaynaşmayı gör.
  • Gözler, korkunun aslını görmediğinden çeşit çeşit hayallerden korkar insan.
  • Sarhoş bir herif, körün birine bir yumruk indirir. Kör sanır ki kendisini deve tepti.
  • Çünkü o sırada deve sesini duymuştur. Körün aynası kulaktır, göz değil.
  • Derken yine hayır, bu bir taş olacak. Belki şu çınlayıp duran kubbeden geldi der. 2215
  • Bu da değil, o da değil, öbürü de değil. Bunları o korkuyu yaratan gösterir.
  • Korku ve titreyiş, mutlaka başkasındandır. Hiçbir kimse kendisinden korkar mı?
  • O filozofçuk, korkuya vehim der. O, bu dersi eğri anlamıştır.
  • Hakikati olmayan vehim olur mu hiç? Hiç gönül doğru olmayan bir yere akar mı?
  • Yalancı, doğru olmasa bir yalan kıvırabilir mi? İki âlemde de her yalan doğrudan meydana gelir. 2220
  • Doğrunun revacına, parlaklığına bakar da yalancı, o ümitle yalan söyler.
  • Ey yalancı, bu yalanın da doğru yüzünden geçmede. Nimete şükret de doğruyu inkâr etme.
  • Filozofluk taslayandan mı söyleyeyim, onun sevdasından mı bahsedeyim? Yoksa Tanrı’nın gemilerini denizlerini mi anlatayım?
  • Hadi onun gemilerinden bahsedeyim. Çünkü o bahis, gönle öğüt verir. Külden bahsedeyim. Çünkü cüz, küllün içindedir.
  • Her velîyi Nuh ve kaptan bil, bu halkın sohbetini de tûfan say. 2225