English    Türkçe    فارسی   

6
2343-2367

  • O cennet bahçesi bile yağmur isteyince çorak ve çirkin toprak nasıl istemez?
  • Kardeş, elini duadan ayırma. Kabul edilmiş, edilmemiş, bununla ne işin var senin?
  • Ekmek bile bu göz yaşına mâni olursa elini ekmekten yumak gerek. 2345
  • Kendine çeki düzen ver, çevikleş, yan yakıl da ekmeğini göz yaşlarınla pişir!
  • Hatifin, define arayan yoksula seslenmesi ve definenin hakikatini bildirmesi
  • O böyle dua edip dururken Tanrı’dan ilham geldi, bu müşküller açıldı.
  • Dendi ki: Hatif sana yaya bir ok koy, at dedi, yayın zıhını adamakıllı çek demedi ki.
  • Yayı iyice ta kulağına kadar çek demedi, bir ok koy,atıver dedi.
  • Sen, ukalâlığından yayı çekmeye okçuluk hünerini göstermeye kalkıştın. 2350
  • Bu katı yayı bırak da yürü, alelâde yaya bir ok koy, fazla gitmesine savaşma.
  • Düştüğü yeri kaz, defineyi orada bulmaya çalış, altınları elde et.
  • Tanrı, şah damarından yakındır insana. Halbuki sen ok gibi olan düşünceni uzaklara atmadasın.
  • Ey yayı kurup oku atan! Av yakında, sen uzağa düşmüşsün.
  • Kim daha uzağa ok atarsa daha uzaktadır. Böyle bir defineden daha uzağa düşer o. 2355
  • Filozof kendisini düşünceyle öldürdü. Koş de ona, zaten defineye arkasını çevirmiştir o.
  • Koş de. Ne kadar fazla koşarsa gönlünün muradından o kadar uzaklaşır.
  • Padişah, “Bizim için savaşanlar” dedi, bizden uzaklaşmaya çalışanlar demedi a kararsız adam!
  • Kenan gibi hani. O da Nuh’dan arlandı da o koca dağın tepesine çıkmaya kalkıştı.
  • Kurtulmak için dağa ne kadar koştu, tırmandıysa kurtuluştan o kadar uzaklaştı. 2360
  • Her sabah, daha katı bir yayla daha uzağa ok atıp define arayan bu yoksul gibi.
  • Daha katı olan her yayı, eline aldıkça defineden o derece mahrum olmaktaydı.
  • Bu atalar sözü, âlemde söylenir durur: Şeytanın canı azapta gerek.
  • Çünkü bilgisiz kişi hocadan utanır, kalkar, gidip yeni bir dükkân açar.
  • Ustana danışmadan açtığın o dükkân, bil ki kokmuş bir dükkândır, akreplerle, yılanlarla doludur o suretten ibaret adam! 2365
  • Çabuk yık bu dükkânı da yeşilliğe, gül fidanlarına, içilecek suların bulunduğu yere dön!
  • Kibrinden, işin iç yüzünü bilmediğinden gûya kendisini kurtaracak dağı kurtuluş gemisi yapmaya kalkışan Kenan’a benzemez.