English    Türkçe    فارسی   

6
2431-2455

  • O nurun içinden bir başka nur göründü. O ikinci nur, çabucak yüceldi.
  • Ben de, Musa’da, Tur dağı da... Üçümüzde o nurun doğmasıyla kaybolduk.
  • Ondan sonra gördüm, Tanrı nuru, ona üfürünce dağ üçe ayrıldı.
  • Heybet sıfatı ona tecelli edince parçalar, birbirinden ayrıldı, her bir parçası bir tarafa gitti.
  • Bir parçası denize doğru gitti. Zehir gibi acı olan deniz suyu, bu yüzden tatlılaştı. 2435
  • İkinci parçası yere geçti, yerden tatlı sular, deva çeşmeleri kaynadı.
  • Tertemiz vahyin kutluluğundan o sular, bütün hastalara şifa kesildi.
  • Öbür parçası da derhal uçup da Kâbe’nin yanına gitti, Arafat dağı oldu.
  • Sonra tekrar o sesten kendime geldim, bir de gördüm ki Tur yerindeydi, ne eksiği vardı, ne fazlalığı.
  • Fakat Musa’nın ayağı altında buz gibi eriyordu. Ne çukuru kaldı ne tepesi. 2440
  • Heybetten yerle bir oldu, tepesi de o heybetle eteğiyle birleşti.
  • Derken yine kendime geldim, gördüm ki Tur’la Musa, eskisi gidi durmakta.
  • Yalnız dağın eteğindeki çölde yüzleri Musa’ya benzeyen bir alay halk var.
  • Onun gibi onların ellerinde de birer asâ var, hırkası, tıpkı onların hırkasına benziyor. Hepside eteğini çemremiş kendi turuna gitmekte.
  • Hepsi ellerini duaya kaldırmış, “Rabbim bana görün” demeye koyulmuş. 2445
  • Sonra yine o dalgınlıktan kendime geldim, her birinin sureti bana başka türlü göründü.
  • Hepsi de Tanrı âşığı peygamberdi bunların. Bu suretle bana peygamberlerin birliği anlatılmış oldu.
  • Bu sırada yine o ulu melekleri gördüm. Kardan meydana gelmişti bunlar.
  • Bunlardan başka yardım dileyen bir halka melek daha vardı ki onlarda ateşten yaratılmışlardı.
  • O çıfıt böyle söyleyip duruyordu. Nice Yahudi vardır ki sonu iyi olur. 2450
  • Hiçbir kâfiri hor görmeyin. Müslüman olarak ölebilir olur ya.
  • Ömrünün sonundan ne haberin var ki ondan tamamı ile yüzünü çeviriyorsun.
  • Ondan sonra Hıristiyan söze geldi. Dedi ki: Rüyada Mesih göründü..
  • Onunla dördüncü kat göğe âlemin güneşinin bulunduğu durağa çıktım.
  • Gök kalelerinin şaşılacak şeylerini gördüm. Bu âlemdeki alâmetlere hiç benzemiyorlardı. 2455